Pazar, Aralık 22, 2024

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

Yaklaşık 13 gündür Mescidi Aksa’da yaşanan olaylar dünyanın gündemine oturmuş vaziyette. Son olarak geçtiğimiz günlerde İsrail’in nispeten geri adım atmasıyla beraber son durum Müslümanların lehine dönmüş durumda. Peki ne oldu? Kudüs’te neler yaşanıyor? Bu yazımızda kronolojik olarak Harem-i Şerif çevresinde olan olayları inceleyeceğiz.

14 Temmuz Cuma Günü olayların başlangıcı

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

İsrail güvenlik güçleri Mescidi Aksa’da silahlı saldırı bulunduğu iddia edilen 3 Filistinli genci öldürmüş ve olaylarda yaralanan 2 İsrailli polisin de kaldırıldığı hastanede öldüğü bildirilmişti. Aynı gün yaşanan olaylarda 22 Filistinli yaralandı ve Kudüs Müftüsü gözaltına alındı. Kudüs Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin’in oğlu Ömer Hüseyin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, babasının Mescid-i Aksa’nın El-Esbat Kapısı’nda toplanan Filistinlilere cuma namazını kıldırmak üzere bölgeye geldiği sırada İsrail polisi tarafından zor kullanılarak gözaltına alındığını belirtmişti. Eski şehre giriş çıkışlar kapatıldı. İsrail polisi yaptığı açıklamada cuma namazının kılınmasına izin vermeyeceğini açıklamıştı bu 2000 yılından bu yana ilk defa Aksa Camii’nde cuma namazı kılınmayacağı anlamına geliyordu. Daha sonra Mescid-i Aksa üç gün kapalı kaldı.

16 Temmuz Metal Dedektörler Kuruldu

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

Netanyahu’nun ofisinden önceki gün yapılan yazılı açıklamada, “Başbakan Netanyahu, durumu değerlendirmek amacıyla İsrail Kamu Güvenliği Bakanı, Emniyet Genel Müdürü, İç İstihbarat Servisi Şin-Bet ve Kudüs Polis Bölge Müdürü ile yaptığı telefon görüşmelerinde, Harem-i Şerif’in yarın öğle saatlerinden itibaren kademeli olarak Müslümanlara, ziyaretçilere ve turistlere açılması kararı aldı.” denilmişti. Ama asıl can alıcı nokta açıklamanın devamındaydı, şöyle devam ediyordu “Aynı zamanda Harem-i Şerif’in kapılarına X-ray cihazları ile Harem’in dışına çevreyi gözetleme amacıyla kameraların yerleştirilmesi kararı alındı.” yani dedektörler kurulacak ve Camiiye giren herkes aranacaktı ve doğal olarak bu karara tepkiler geldi. İlk tepkiler Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Ömer el-Kisvani ve Kudüs Yüksek Vakıf Konseyi Başkanı Şeyh Abdulazim Selheb’in gibi bölgede sözü geçen isimlerden geldi. Uygulamayı protesto eden Müslümanlar, namazlarını Mescidi Aksa dışında dedektörlerin önünde kıldı. Daha sonra sözde güvenlik uygulamasına, karşı yapılan eylemlere İsrail polisi sert müdahalelerde bulundu. Müdahalelerde Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh Sabri de plastik mermiyle yaralandı.

21 Temmuz Cuma Skandal paylaşım

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

İsrail’in uygulamasına karşı tüm dünyada protestolar düzenlenirken, İsrail hükümet sözcüsü skandal bir paylaşım yaparak kendini uluslararası arenada zor durumda bıraktı.

Arapça yaptığı açıklamada Müslümanları kastederek “İsyancılar dağıtıldı, huzur geldi. Cumanız mübarek olsun” dedi. Bu öncesinde öfke günü ilan edilen 21 Temmuz Cuma günü olan olayların daha da ateşlenmesine neden oldu. İsrail yönetimi aldığı kararda 50 yaş altı Müslümanların Camii’ye girişini de yasakladı. Başka şehirlerdeki Müslümanlar kendi Camiilerini kapatarak Cuma namazlarını Mescidi Aksa’da eda etmek isteyince, İsrail polisi Müslümanları eski şehir bölgesine almadı ve şiddetli olaylar yaşandı. 23 Temmuz günü ise İsrail’in Ürdün Büyükelçiliğine silahlı saldırı düzenlendi ve bu saldırılarda 1 Ürdünlü ve 1 İsrailli hayatını kaybetti.

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

25 Temmuz Dedektörler Kaldırılıyor

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

İsrail gelen tepkilere daha fazla dayanamayarak metal dedektörleri kaldırdı. İsrail Güvenlik Kabinesinin açıklaması şöyle; “Güvenlik Kabinesi tüm güvenlik birimlerinin tavsiye ettiği üzere metal arama dedektörlerini kaldırarak, bunun yerine ileri teknolojiyi kullanarak başka önlemler almaya karar verdi. Bu şekilde eski şehir bölgesi ve Mescid-i Aksa’da ibadet edenlerin güvenliği sağlanacak”. Aynı gün dedektörlerin kaldırılmasına rağmen kameralara dokunulmadı. Yine de dedektörlerin kaldırılması bile kabine içinde hoş karşılanmadı. İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miri Regev “Dedektörlerin caydırıcı ve güvenlik açısından etkili olduğunu bilmek için güvenlik uzmanı olmaya gerek yok” açıklaması yaptı. Sabah erken saatlerde kaldırılan dedektörlere rağmen, Filistinliler sabah namazını Camii dışında kıldılar. Namazın ardından Anadolu Ajansı’na açıklamalarda bulunan Mescid-i Aksa Vakfı Basın Sözcücü Firas Dibs, Kudüs Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyni, Mescid-i Aksa Müdürü Ömer Kisvani ve diğer vakıf yetkililerinin sabah 08.00’de toplantı yapacaklarını söyledi. Toplantının ardından yapılan yazılı açıklamada, “Kudüslü alimler, saldırılar sonucu Mübarek Mescid-i Aksa’ya verilen zararların tespit edilmesi ve giderilmesi için Kudüs İslami Vakıflar Dairesi’ne, Harem-i Şerif’in iç ve dış kısmıyla ilgili bir ön rapor hazırlama görevi verdi.” ifadeleri kullanıldı. Alimler raporun yayınlanmasından sonra Aksaya gireceklerini açıkladılar

26 Temmuz Türkiye BMGK’da Çağrı Yaptı

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

Türkiye’nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Güven Begeç, Harem-i Şerif’te statünün değiştirilmesinin kabul edilemeyeceğini belirterek İsrail’e bu yöndeki uygulamalardan vazgeçmesi çağrısı yaptı. Yatsı namazını Aksa’nın dışında kılan cemaate namazdan sonra İsrail polisi müdahale etti çıkan olaylarda 13 Filistinli yaralandı.

27 Temmuz Küdüslü Alimlerden Çağrı

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı

Kudüs Müftüsü Şeyh Muhammed Hüseyin, Kudüs Başkadısı Vasf Bekri, Kudüs İslam Vakfı Yüksek Konseyi Başkanı Abdulaziz Salhab ile Kudüs Yüksek İslam Heyeti Başkanı ve Mescid-i Aksa Hatibi Şeyh İkrime Sabri’den oluşan Kudüslü alimler, Mescid-i Aksa kararını basın toplantısıyla açıkladı. Açıklamada “Kudüslü alimler, İsrail makamlarının Mescid-i Aksa kapılarına getirdiği uygulamaları tamamen kaldırmasının ardından Müslümanların Harem-i Şerif’e girmesi yönünde karar aldı.” denildi. Ayrıca 50 yaş altı Müslümanların alınmamasına da değinilen konuşmada Aksa’ya girmek, küçük-büyük her Müslümanın hakkıdır. Kudüs halkının dik duruşu ve birliği, işgalciyi Mescid-i Aksa hakkında aldığı son kararlara karşı geri adım atmaya zorladı.” denildi. Açıklamaların ardından Filistin’in farklı noktalarındaki gösteriler yerini kutlamalara bıraktı. Alimler, Cuma günü için tüm Filistinliler Cuma namazını Mescidi Aksa’da kılmaya davet etti. Yarın bu sürecin son günümü yoksa sürecin yeni bir yöne evrilme günü mü olacağı merak konusu.
Bu surece ilişkin Filistin’de mücadele eden 3 silahlı grubun açıklamaları şu yönde oldu;

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, yaptığı yazılı açıklamada, Aksa’da son yaşananların zaferin parlak sayfalarından biri ve işgalin Kudüs ve Aksa’daki yenilgisinin başlangıcı olduğunu belirterek, “Filistin ve Kudüs halkı, Mescid-i Aksa ile Müslüman ve Hristiyanların kutsallarının koruyucusu olduğunu kanıtladı.” ifadesini kullandı.

Mescid-i Aksa Olaylarının Arka Planı
İslami Cihad Hareketi Siyasi Büro üyesi Muhammed el-Hindi ise gücünü sadece inancı, adaleti ve özgürlüğünden alan mücadeleci Filistin halkının İsrail’e diz çöktüren zaferinin İslam ümmetine hayırlı olmasını temenni ederek, bu başarının, “Kutsallarına dokunulduğunda Filistin halkının direniş ve fedakarlık ruhu karşısında İsrail’in gücünün sınırlı kaldığını” ortaya koyan bir ders niteliğinde olduğunu aktardı.

Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Siyasi Büro üyesi Meryem Ebu Dakka ise yaptığı açıklamada, İsrail’in Aksa’daki uygulamalarını kaldırmasını “büyük bir ders” şeklinde değerlendirerek, “İşgal güçleri karşısındaki mücadelemiz devam ediyor. Bu mücadele, Filistin özgürleşinceye kadar devam etmeli.” dedi.

Değerlendirme

Ben bu yazıyı yazmadan önce değerlendirme bölümüne ne yazacağımı kafamda kurmuştum. Ama bölge o kadar hareketli ki kuracağım tüm cümleleri baştan aşağı değiştirmek zorunda kaldım. Çünkü henüz yazıyı yazarken ajanslar ‘İsrail polisinin cemaate müdahale” ettiğini yazdı. Tam kriz çözülecekken böyle bir olayın olması kaygı verici. İyi tarafından bakarsak tüm bu süreç Filistin’in özgürlüğü için mücadele eden grupların yeri geldiğinde beraber hareket edeceklerinin bir kanıtı oldu. İsrail’in Kudüs’e yönelik hamlesi bekleniyordu. Hatta kasım ayında Balfour Deklarasyonu’nun 100. yılını kutlarken Kudüs’ü Başkent ilan etmenin peşinde oldukları söyleniyordu. Hedefleri tam olarak bu mu bilinmez ama bu amaca yönelik çalıştıkları bir gerçek. Özellikle Trump’ın Kudüs’ü İsrail ve Filistin’in ortak başkenti olarak tanıyabileceklerini açıklaması İsraillileri daha da motive etmiş gözüküyor. Her ne olursa olsun İsraillilerin Küdü’steki Hristiyan ve Müslüman izleri yok etmeye yönelik çalışmaya devam edecekleri açık.

Murad Alihttp://populerakim.com
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Related Articles

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -

Son Yazılarımız