Myanmar’da 400.000’e yakın Rohingyalı, hükümetin uyguladığı soykırımdan kaçarak sınır komşusu olan Bangladeş’e sığınmış durumda. BM’nin tahminlerine göre, kaçanların yüzde 60’ı çocuk olarak kaydedilmiştir. Bunların en az 1100’ü ailesinden ayrı kalmış durumda.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri olan Zeid Ra’ad Al Hussein, “etnik temizlik kitaplarına örnek olacak bir katliam” olduğunu ve buradaki yardım gruplarının çok zorlu şartlarda görevlerini yaptıklarını söyledi.
Bu kadar çocuk risk altındayken bu durum daha da yıldırıcı olabilmektedir. Buradaki çocuklar fiziksel hastalıklara -kirli su kaynaklı hastalıklar ve deri enfeksiyonları- ve travmatik uzantılı mental sağlık problemlerine karşı savunmasız durumdalar. Birçoğu vurulmuş veya mayınlı bölgelerden geçmiş.
Şu an Bangladeş’e gönderilen UNICEF Genevre Sözcüsü Christophe Boulierac, katliamdan kaçan çocuklardan dinlediği hikayeler nedeniyle şoka uğradığını ve bu hafta başında Myanmar’dan kaçan bir genç çocuğu hatırladığını söyledi.
Boulierac, “Bu genç çocuk bana, ‘Askerler, annemi ve kardeşimi önümde katlettiler. Ve ben de oradan kaçarak canımı zor kurtardım.’ dedi. Daha sonra ona, bunlar yaşanırken neler hissettiğini sordum. Çocuk, ‘Şu an sadece yemek ve sığınacak bir yer arıyorum. Belki daha sonra düşünmeye başlayabilirim.’ cevabını verdi.” cümleleriyle hatırladığı çocuğu anlattı.
Burada bulunan yardım grupları, barınak ve yiyecek gibi ihtiyaçları karşılamak için zor şartlar altında çalışmaktadır. Buraya yeni gelenlerin çoğu, Bangladeş’te bulunan en büyük mülteci kampı olan Kutupalong’a ve geçici yerleşim yerlerine geliyor. Kutupalong, dört yıldır burada var olan bir yer ve bunun yanında birkaç altyapıya da sahip. Ayrıca Myanmar sınırının yakınlarında bulunuyor.
Bangladeş Sınır Tanımayan Doktorlar Komisyonu Başkanı olan Pavlo Kolovos, “Buradaki evlerin çoğu çadırlarla, çarşaf bezleriyle veya sıska bambu direkleri ile yapılmış durumda. Bazıları satın alınmış ya da etrafta bulunmuş bir şekilde elde edilmiş. Burada bulunan boş bir yer, onlar için bir ödül niteliğinde.” ifadelerini kullandı.
Bu korkunç ortamda bile insani yardım ajansları, çocuklara oynamaları için zaman ve mekan yaratmak ve yaşadıkları travmatik olayları akıllarından çıkarmak için var güçleriyle çalışmaktadır. Onların hayatlarını yeniden yapılandırmayı amaçlamaktadır.
Bangladeş UNICEF Çocukları Koruma Başkanı olan Jean Lieby, “Kendilerini güvende hissetmeleri gerekli. Bazıları yağmur ormanlarından altı gün boyunca yürüyerek buraya kadar gelmişler.” açıklamasını yaptı.
Jean Lieby, “Kampta inşa edilen ve sanat malzemeleri bulunan mekanlar, çocukların güvende olabilecekleri yerler olarak gösteriliyor. Bu yerler, buradaki ekiplere danışmanlık yapacak olan gençlerin de belirlenmesine yardımcı olacaktır.” dedi.
Lieby, “Bu ekiplerin burada fark etmeleri gereken birçok işaret var. Bazıları sessiz, bazıları artık konuşmuyor. Bazıları çok utangaç olduğundan dolayı konuşmuyor. Bazıları ise hiç utangaç değil. Bizim bunları fark etmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
Lieby, “Mültecilerin hepsinin danışmana ihtiyacı yok. Fakat bazıları travmatik olarak şiddetli bir şekilde etkilenmiş ve bu durumdan kurtulmaları onlarca yıl sürebilir. 1994’teki Ruanda Katliamı sırasında travmatik olarak etkilenen insanlar hala psikolojik tedavi görmektedirler.” diye ekledi.
Terapi konusunda bir soruyu yanıtlayan Boulierac, “Onları gerçekten yenilemeye çalışıyoruz. Bu kadar yoğun bir akını kimse beklemiyordu.” ifadesini kullandı.
Kolovos, “Çamurlar yüzünden tıkanmış olan yolları temizleyen kamyon ve araçlar, ortaya barınakların çıktığını gördü ve ne yazık ki bu durum küçük çocukların zarar görme riskini doğuruyordu. Ayırca hava koşulları burada gerçekten çok zor. Kamplar ve yollar yağmur yüzünden çamurlara bulanmış durumda. Burada şu an muson yağmurları mevcut. Burada herkes çamura bulanmış çoraplar giymiş durumda.” açıklamasını yaptı.
Kolovos’a sorulan bir soru: Bu tip krizlerde yardım görevlisi olmak nasıl bir şey?
Kolovos: Burada zor şartlar altında yirmi saat çalışıyoruz. Ve hayat bu şekilde devam ediyor.
Yazan: Courtney Columbus
Çeviren: Marwan Nadhim
Kaynak: NPR