Tahran Çağdaş Sanat Müzesi dünyanın en büyük savaş sonrası Batı sanat eserleri koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor, ancak halkın buradaki eserlere rastladığı pek söylenemez.
1979 İran devrimi’nden sonra, Kuzey Amerika ve Avrupa koleksiyonları yıllarca orada saklı tutulmak üzere bodrum katına kilitlendi.
Aimee Dawson ve Victoria Stapley-Brown‘un gerçekleştirdikleri röportajda belirttikleri üzere müze, şu an koleksiyonlarında yakın zamanda yeniden keşfedilen birçok önemli parça da dahil olmak üzere, eskimiş sanat eserlerinin sergileneceği büyük bir sergi planlıyor.
‘Portre, Natürmort, Peyzaj’ olarak isimlendirilen sergi önümüzdeki yılın Şubat ayında müzenin bir ucundan diğerine tamamında lanse edilecek. Müzenin 3000 güçlü koleksiyonu içinden seçilen 500’e yakın esere yer verecek olan bu sergi hem Batı hem de Ortadoğu sanatına ışık tutacak.
Andy Warhol, Marcel Duchamp ve Mark Rothko gibi isimlerin beğendiği eserlerin yanı sıra İranlı sanatçı Bobak Etminani ve Mahsa Karimzadeh‘in eserleri de burada yerini alacak.
Gösterişten uzak ve büyük isimlere odaklanmak istemeyen serginin küratörü Hollandalı mimar Mattijs Visser Art Newspaper‘da verdiği röportajda müze ile ilgili düşüncelerini şu şekilde ifade ediyor:
“Ben her şeyi öyle harmanlamak istiyorum ki insanlar daha önce hiç görmedikleri bir şeyi gerçekten görebilsinler.”
Serginin hikayesi kısmen müzenin depo tadilatı sırasında ortaya çıkan bir dizi çarpıcı ‘unutulmuş Picasso’ların keşfiyle başladı. Müdürlerin müze mülkiyetindeki 2 Picasso eserinden haberdar olmasıyla birlikte tadilat sırasında 10 adet daha bulundu. New Arab habere göre, bu parçalar önümüzdeki yıl sergilenecek olan ‘uzun zamandır gizli kalmış’ eserler arasında olacak.
Marcel Duchamp’ın bir süredir kayıp olan çiziminin de bulunmasıyla birlikte Visser, gelecekte daha birçok keşfin yapılacağı beklentisinde.
Eski İran imparatoriçesi Farah Pahlavi, 1970’lerin başında ülkesinde bir modern sanat müzesinin açılması için çalışmalar başlattı. Küratörler, TMoCA’nın (Tahran Çağdaş Sanat Müzesi) 1977‘deki açılış töreni için Kuzey Amerika ve Avrupa‘dan gösterişli eserlerin olduğu büyük bir koleksiyon bir araya getirdiler.
Aynı yıl, Pahlavi’nin eşi ve İran’ın son şahı Mohammad Reza Pahlavi’ye karşı mitingler başladı. Peter Waldman ve Golnar Motevalli‘nin 2015’de Bloomberg Businessweek‘te yazdığına göre, devrimin patlak vermesi ve şah ile imparatoriçenin ülkeyi terk etmesiyle birlikte müzedeki tüm mülkler bodrum katına kaldırıldı ve ana galeriler ‘devrimci propaganda için sergi salonu’ olarak yeniden açıldı.
1999 yılında Waldman ve Motevalli aynı zamanda müzenin devrim sonrası ilk kez Batı sergisine ev sahipliği yaptığını da not düşüyor. Son yıllarda İran üzerindeki kısıtlamaların kaldırılması ve ülkenin Batı ile ilişkilerindeki buzları eritmesiyle müze de saklı kalmış sanat eserlerini gün yüzüne çıkarmaya başladı ve 2015‘te Batılı ve İranlı sanatçıların yan yana yer aldığı önemli bir sergi düzenledi. Bu serginin küratörlerinden biri olan Faryar Javaherian, Steve Inskeep for NPR’s Morning Edition‘a seçilen 41 parçanın birçoğunun devrimden beri ortaya çıkarılmadığını söylüyor. İlk kez o sene, müze çalışmalarını İran dışında bir yerde de göstermek amacıyla Berlin’de bir sergi düzenledi. Eski şah ve ailesinin ülkeden ayrılırsa sanat eserleri üzerinde hak iddia etmeye çalışacağına dair korkuları nedeniyle planların bir kısmında ters giden şeyler oldu.
‘Portre, Natürmort, Peyzaj’ başka hiçbir ülkeye gitmeyecek, ve Visser’in söylediğine göre yetkililerden gelecek herhangi bir sansürle karşılaşmayı beklemiyor. Provokasyonlarla ilgilenmediğini de belirten Visser, küratöryel seçimleriyle ilgili emniyetli hareket ediyor:
Yeni sergide politik bir mesaj veya çıplaklık içeren eserler yer almayacak…
Çeviren: Lara Tarakçıyan
Kaynak: Smithsonianmag