İnsanlık tarihi boyunca değişimi tetikleyen en önemli unsurların başında teknoloji gelmiştir. Keşifler ve yenilikler insanlığın serüveninde hep önemli atılımlara yol açmıştır. Teknoloji kadar insanlık ortak tarihini belirleyen bir diğer olguda afetler olmuştur. Covid-19 salgını ile insanlık hem teknolojik bir tetikleyicinin etkisinde hem de bir afetin tesirini aynı anda yaşamayı tecrübe etmektedir.
Tek başına teknolojinin tüm değişimleri başlattığını söylemek abartılı olur ancak teknolojik gelişimler olmaksızın insanlığın günümüzde ulaştığı teknik seviyeye erişemeyeceği de açıktır. Tarih boyunca, teknolojideki ilerleme ile toplumsal ilerleme ve değişim birbirine koşut gitmiş ve birbirlerini olumlu yönde etkilemişlerdir.
ÇİN’İN TEKNOLOJİ TEMELLİ DEĞİŞİMİNİN SIRRI NE?
Günümüzde Çin’i model ülke konumuna getiren sürecin içinden teknolojik dönüşümü çıkardığınızda geriye çokta konuşulacak bir model veya başarı kalmamaktadır. Çin örneğinden hareket etmeye devam edersek, Çin’in teknoloji temelli değişiminin arkasında ise bir toplumsal dönüşümünün var olduğunu da görmek zorundayız. Günümüzün üstün teknolojik süper gücü olan Çin’i ortaya çıkaran hareketin 70’li yılların sonunda yaşanan kırsaldan kente zorunlu nüfus göçü olduğunu teslim etmek gerekir. Çin’de yaşanan bu toplumsal devinim sonrasında teknolojik dönüşüm başlamıştır. Ancak teknolojik dönüşüm başladıktan sonra, toplumsal olanı dönüştürmesi ve değiştirmesi daha hızlı ve yadsınamaz bir şekilde olmaktadır. (Padgett & Powell, 2012, s.6–7) Çin örneği de bu durumu açıkça ortaya koymaktadır.
Teknolojinin son dönemlerde, özellikle Endüstri 4.0 kavramı ile birlikte, büyük bir toplumsal dönüştürücü olduğu sıklıkla konuşulmakta ve akademik çalışmalara da konu olmaktadır. Son 20 yıllık süreçte sosyal medya mecralarının çoğalması, gelişmesi ve kullanıcılarının artmasıyla özel sektör açısından bu mecralar pazarlama için vazgeçilmez bir alan olmuştur. Akıllı telefonların hayatımızda ki ağırlıklarını artırması sonucu olarak, sosyal medya kullanımı günümüz insanı için sıradan bir hal almış hatta sosyal medyada geçirilen zaman git gide artmıştır.
Pazarlamacıların keşfettiği bu yeni mecrayı siyasi propaganda danışmanlarının keşfetmesi çok uzun sürmemiştir. Hatta çoğu durumda, profesyonel kariyerden siyasi kariyere geçiş yapan çalışanlar bu alanda elde ettikleri tecrübelerini bu yeni kariyer alanına taşımışlardır. (Kreiss&Jasinski, 2016, s.2)
SİYASETTE YENİ PROPAGANDA TEKNİKLERİ ORTAYA ÇIKTI
2007 yıllından sonra özellikle hemen hemen tüm dünyada siyasetçiler seçim çalışmalarında bu yeni propaganda tekniklerini kullanmaya başlamışlardır. Başlarda geleneksel propaganda yöntemlerinin tamamlayıcı olarak görülen bu mecra, zaman içerisinde bağımsız bir alan olarak öne çıkmıştır. Bu durum sosyal medyanın hedef kitleyi belirlemede ve iletilen mesajın hem daha direkt hem de daha kişiselleştirilmiş bir şekilde ulaştırmada konvansiyonel medyaya nazaran çok daha başarılı olmasından kaynaklanmaktadır (Rommel, 2012, s.104).
Teknolojinin, özellikle de bilgisayar teknolojisinin seçim çalışmalarında kullanılması ABD’de 90’ların başına tekabül etmektedir. Bilgisayarların hızlı veri işleme kapasitesi, seçmen listelerinin farklı gruplara göre ayrıştırılmasına imkan sağlaması, seçmenlerin sosyal kültürel yapılarına özgü kampanya geliştirilmesini kolaylaştırması, yapılan kampanyalara ilişkin sonuçların daha seri bir şekilde analiz edilmesine olanak sağlamaları ve o yıllar için en büyük yenilik olan e-postalar üzerinden seçmenlere doğrudan ve seçmen grubuna özgülenmiş hedef mesajlar iletilmesi büyük kolaylıklar ve yenilikler olarak değerlendirilmekteydi.(Bynum, 1991, s.70–71)
O yıllarda bilgisayar teknolojisinin düşük bütçeli kampanyalar için büyük bir avantaj sağlayacağı haklı olarak gözlemlenmişti. Gerçekten de yüzlerce kampanya gönüllüsü ile elde edilecek sonuçların bilgisayarlar vasıtasıyla dakikalar içinde elde edilmesi, yüzlerce kampanya gönüllüsüne veya pahalı anket veya medya danışmanlarına olan ihtiyacı azaltmıştır (Bynum, age, s.69)
90’larda bilgisayarların seçim kampanyalarında kullanılmasının yol açtığı değişimin daha kapsamlı ve sarsıcı olanı sosyal medyanın siyaset alanında kullanılması ile 2000’lerin ortasından itibaren yaşanmıştır. Bu değişim ile birlikte manipülasyona dayanan karşı kampanya metotlarının da daha çok kullanılmasına yol açmıştır. Günümüzde bir sosyal medya ekibi olmayan bir siyasi parti artık yoktur. Önemli tüm siyasetçilerin resmi sosyal medya hesapları vardır ve bu hesapların bir çoğu alanında uzman sosyal medya danışmanları eliyle yönetilmektedir.
Sosyal medya platformları içinde siyasetçilerin ilk keşfettikleri mecra Facebook olmuştur. Bu süreçte yeni medya kavramı içinde Facebook, genel propaganda stratejisinde üretilen içeriklerin daha geniş kitlelere ulaştırılması için kullanılan bir platform olarak öne çıkmıştır.
Özellikle Barrack Obama’nın 2012 seçim kampanyasında Twitter’ı çok aktif kullanması bu alanda önemli bir değişiminde başlangıcı olmuştur (detay için bkz: Kreiss, 2012). Esasında Twitter, 2010 yılında başlayan Arap Baharı sürecinin sosyal tetikleyicisi olmuştur. Kitlelerin örgütlenmesi açısından sosyal medya mecralarının ne kadar etkin olabileceği bu dönemde gözler önüne serilmiştir.
Yapılan çalışmalar, Arap Baharı’na katılan protestocuların örgütlenme için ve haber akışında Sosyal medyayı kullandıklarını açık bir şekilde tespit edilmiştir (Norris, 2012, s.73). Ancak, detaylı analizler sonucunda Arap Baharı eylemlerinde de eylemcilerin temel haber kaynaklarının hala El–Cezire gibi konvansiyonel medya kaynakları olduğunu ortaya koymuştur. Bu eylemlerde sosyal medyanın rolünün yadsınmaması gerektiği ancak sıklıkla kullanıldığı gibi esaslı unsur değil de yardımcı bir rol üstlendiği gözden uzak tutulmamalıdır (Norris, age, s.74).
Arap Baharından önce ortaya çıkan Occupay eylemlerinde olduğu gibi Arap Baharı’nda da kitlenin örgütlenmesinde başat rolün sosyal medyadan kaynaklandığını unutmamak gerekir (Norris, age, s.57). Bunun temel nedeni bu mecraların birebir iletişime yatkınlığı ve birbirlerinden çok farklı düşünme yapısına sahip sosyal grupların örgütlenmesinde sağladıkları kolaylık olduğunu gözden kaçırmamak gerekmektedir.
SEÇMENLE YENİ İLETİŞİM YÖNTEMİ: TWİTTER DİPLOMASİSİ
Obama’nın 2012 seçim kampanyasına kadar sosyal medyanın seçim kampanyalarında başat bir rol oynamaktan çok tamamlayıcı bir unsur olarak görülmesi yaygındır. İlk kez Obama’nın kampanyasında sosyal medya danışmanları bağımsız bir ekip olarak rol almıştır (Kreiss, age, s.3).
Obama’nın 2008 kampanyasında sadece Facebook sınırlı bir şekilde kullanılırken Twitter’ın bahsi dahi geçmiyordu (Kreiss, age, s.8). Obama kampanyasında sosyal medya ekibi bağımsız ve sosyal medyanın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde örgütlenmişken, rakibi Romney’in kampanyasında ise durum tam tersidir. Romney’in kampanya yapılanmasındaki hatalı yaklaşım, sosyal medyanın hızına erişemeyen ve geleneksel kampanya ekibinin onaylanmış içeriklerinin paylaşmanın ötesine geçemeyen bir performans ortaya çıkarmıştır (Kreiss, age, s.9-10)
Sonuç olarak Obama’nın kampanyası yeni nesil seçmen üzerinde daha ses getirici olmuştur. Bu kampanyadan ders çıkaran Trump sosyal medya kullanımında yeni bir çığır açacak ve Twitter’i en aktif kullanan dünya lideri olarak siyaset literatürüne Twitter diplomasisi tanımını armağan edecektir.
PANDEMİ NEDENİYLE SİYASETTE YENİ DÖNEM: ONLİNE PROPAGANDA
Sosyal medya eliyle başlayan siyasetin propaganda araçlarının dijitalleşmesi, tüm dünyayı etkisi altına alan covid–19 salgını ile farklı bir aşamaya geçmeye başlamıştır. Birçok siyasi parti salgın nedeniyle fiziki toplantılarını online olarak yapmaya mecbur kalmıştır. Parti teşkilatları ile yapılan toplantıların online olarak yapılması, siyasette online propagandanın önünü açmıştır. Fiziki temasın ve iletişimin dönüştüğü bu süreçte kendisini bu değişime hazırlayan siyasi partilerin daha avantajlı hale geleceğini söylemek mümkündür.
Günümüzde, covid-19 öncesinde başlayan dijital dönüşüm süreci, salgın ile büyük bir ivme yakalamıştır. Domo tarafından ortaya konulan veriler, günümüz insanının ne denli teknoloji odaklı bir hayatın içine girdiğini ortaya koymaktadır. Bu dönüşümün sonucu olarak, siyaset yapıcıların ve siyasetin yöntemlerinin de değişmesi kaçınılmaz olacaktır.