Coronavirüs pandemisinin düşündürdükleri…
Çok uzun zamandır içinde yaşadığımız zaman dilimini, insanlığın aldığı irrasyonel kararlar nedeniyle “ahmaklar çağı” olarak tanımlamanın doğru olduğunu düşünüyordum. Özellikle “post-truth” dönem olarak nitelenen bu zamanda, komplo teorilerine veya sosyal medyada yapılan asparagas ve deli saçması içeriklere inanan ve yayan milyonları gördükçe bu tanımların ne kadar doğru olduğunu üzülerek görmekteydim.
Coronavirüs (Covid-19) pandemisinin yayılması üzerine, tüm dünyada panikle ahmakça davranışlar sergileyen insanları gördükçe, ahmaklar çağında olduğumuza ilişkin inancım daha da pekişti. Özellikle marketleri yağmalarcasına alışveriş yapanların saçmalamaları kadar, sosyal mesafe kuralını hiçe sayan yığınlarla karşılaşınca içinden geçtiğimiz çağın “ahmaklar çağı” olarak nitelendirmekte ne kadar haklı olduğumu üzülerek görmüş oldum.
Bu çağın insanında anlamsız ve tanımlanamaz bir özgüven mevcut ne yazık ki. Anlamadığı ve bilmediği her konuda ahkam kesmekten imtina etmeyenlerin zamanındayız.
AHMAKLAR İÇİN SOSYAL MEDYADA GÖRÜNMEK HER ŞEYDEN ÖNEMLİ
Ahmaklar çağında; popüler olmak saygın olmaktan önce geldiğinden, popüler olmak uğruna bilimsel titriyle bağdaşmayan beyanatlardan kaçınmayanların zamanında yaşıyoruz. Ahmaklar için sosyal medyada görünür olmak veya tıklanma almak her şeyden önemli artık. Değerlendiren kitlenin çapsızlığı o kadar yüksek ki, en ipe sapa gelmez davranışlardan kaçınmanıza gerek yok artık.
Bir instagram fenomeni (ne demekse artık) takipçi sayısını artırmak için binlerce yıllık bir tarihi eseri Vandalizm’e maruz bırakmaktan geri durmuyor. Teşhircilik, bu çağın insanları için sıradan günlük aktiviteye dönmüş durumda. Yaptığı yardımı yardım yapmak için değil de sosyal medyada dikkat çekmek için yapan bir topluluk ile karşı karşıyayız. Kendileri gibi ahmak olan kitlenin onaylamış olması her davranışın mubah sayılması için yeterli. Kitlenin kalitesizliği her işe ve her sektöre sirayet etmiş durumda. Kadim değerler artık birer tozlu nostalji. Yanlışları dile getirenler ise çağa ayak uyduramayan demode tiplerdir maalesef.
ÇAĞIN İNSANINDA UTANMA DUYGUSU YOKTUR
Bu çağ o kadar garip ve saçma bir zamandır ki, Trump gibi bir TV soytarısını ABD başkan seçen yığınlar vardır. Bu çağın insanında utanma diye bir duygu yoktur. Akademisyeni para ile tez yazar, yüksek lisans öğrencisi okumadığı yabancı esere Türkçe kaynaktan atıf yapar hatta bitirmediği programdan mezun olmuş gibi özgeçmişine yazmaktan utanmaz. Algılara oynamak yeterlidir. Algılar üzerinde yaratılan itibar önemlidir. Gerçekliğin bir önemi yoktur. Ne de olsa gerçeklik sonrası bir zamandır, bu zaman. Reklamın iyisi kötüsü olmaz, bir süre sonra nasılsa algı gerçekliğe dönüşür çünkü.
Peki gerçeğin, gerçek bilginin hiç mi kıymeti yoktur? Bilinç düzeyi düşük, ön insan seviyesinde yaşayan bu primat sürüsü için bir tek gerçek vardır, inkâr edemeyecekleri ve kaçamayacakları. O yalın ve soğuk gerçeklik ise ölümdür.
Ölüm olgusu karşısında algılar, olguları eğip bükme, tıklanma ile gelen meşruluk vs. hiçbir anlam ifade etmez. İşte Covid 19 bu kitleyi bu korkunç gerçeklik ile yüz yüze bırakmış durumda.
Hazmetmeleri hiç de kolay olmuyor ne var ki. İlk olarak, gönüllü müritleri oldukları komplocuların deli saçması teorilerine sarıldılar. “Bu Covid-19 ABD’nin Çin’in yükselişini durdurmak için Çin’e yaptığı bir biyolojik saldırıydı.” Zaman geçip Çin bu virüs salgınını kontrol altına alınca bu sefer aynı komplocular bu işin esasında bir Çin tezgahı olduğunu söylediğinde aynı kitle (sayıları azalarak) bu teoriyi de satın almaya başladılar.
Bu ahmak kitle bu süreçte öyle davranışlar sergilemeye başladı ki yaptıklarını gördükçe insan içinde bulunduğu duruma hayıflanmaktan ve kendisini talihsiz saymaktan başka bir şey yapamıyor. Algı manipülasyonlarının ulaştığı seviyenin, bu kitle üzerinde yarattığı tahribatın ne denli yıkıcı olduğu son birkaç haftadır yaşadıklarımız ortaya koyuyor.
Sağlık çalışanlarının tüm dünyada bu salgın ile mücadele ederken, diğer pandemilerde olduğu gibi, en çok kaybı veren kesim olmasından dolayı, onlara moral verilmesi için yapılan destek eylemine bile bu ahmaklar çağının insanları şüphe ile yaklaştılar.
Türk siyasetinde yaşanan kutuplaşmadan hareketle eylemin “gezizekalıların” bir eylemi olduğunu iddia ettiler. Sağlık bakanı eyleme destek verince de bu tutumun, bakanın algıyı terse çeviren bir hamlesi olduğunu iddia etmekten geri durmadılar. Algı manipülasyonları sonucu beyinleri dumura uğramış kitle, ne zaman ki Cumhurbaşkanı da eyleme eşi ile katıldı o zaman eyleme destek açıklamaları yapmaya, sosyal medya hesaplarında paylaşımlar yapmaya başladılar. Bu durum dahi bu ahmaklar çağı insanın ne kadar bireysel düşünme melaikelerinden yoksun olduğunu ortaya koymaktadır.
Tüm bakanlar, tüm kamu görevlileri, bilim kurulu üyeleri başta olmak üzere tüm doktorlar bu pandemi ile mücadele için sosyal mesafenin ne denli önemli olduğuna ısrarla vurgu yapmasına rağmen, bu çağın ahmakları hiçbir olağanüstü durum yokmuş gibi otobüs terminallerinde bırakın sosyal mesafeyi üst üste alt alta asker uğurladı. O uğurlama görüntülerine, kendilerince o sosyal sınıftan olmadıkları nedeniyle, öfkeyle çemkirenler ise ertesi gün hava güzel diye boğaz hattındaki kafe ve restoranlara akın ettiler. Bu ahmaklar çağında total ahmaklığa ortak olmak için okumuş veya cahil olmak bir şey değiştirmediği gibi zengini veya fakir olmakta bir farklılık yaratmıyor ve yaratmayacakta.
Virüs ile hastalanmamış olanlarca kullanılan maskelerin bir faydası olmadığı uzmanlar tarafından milyon kez söylenmesine rağmen, sağlık çalışanlarının ihtiyaçlarının karşılanmasını dahi riske sokacak şekilde maske tedarik edenlerden tutun da anlamsız bir şekilde tuvalet kağıdı istifleyen milyonlara şahitlik ettik şu son birkaç haftada.
Covid-19 pandemisinin bu ahmaklar nedeniyle beklenenden ve tüm ülkelerdeki sağlık alt yapılarını müşkül durumda kılacak bir ağırlıkta geçeceği neredeyse kesinleşmiş durumda. Tek tesellimiz, eğer bir mutasyon geçirmezse, virüsün mevcut halinin aşırı bir öldürücülüğe sahip olmaması. Eğer bu virüs akrabaları olan Sars ve Mers kadar bir ölüm oranına ulaşırsa, bu ahmaklar eliyle insanlığın sonunun gelmesi kaçınılmaz olabilirdi. Ne var ki bu ahmaklar nedeniyle pandeminin etki süresinin artacağını öngörmek çok hatalı olmayacak gözükmektedir. Tüm dünyada konunun uzmanları benzer kaygıları yaşamaktadırlar. Bu durum ise alışıla gelen liberal demokratik sistemlerin ve ekonomik modelin büyük bir sınamadan geçeceğini ortaya koymaktadır.
Çin, aşırı sert önlemler ile bu süreci kontrol altına almış görünmektedir. Özgürlük ve güvenlik dengesinde özgürlüklerden toplum sağlığı için vazgeçilmesinde bir demokratik rejimler açısından da bir beis yoktur. Unutlumamalıdır ki demokrasiler, zorlu zamanlarda kendilerini askıya alacak basiretli ve ferasetli yöneticiler eliyle yükselirler. Demokratik ülkelerin yöneticilerinin olağanüstü koşullarda olağanüstü tedbirler almaktan geri durmamaları gerekmektedir. Ahmaklar çağının insanlarının zorlayıcı tedbirler olmaksızın gönüllü şekilde sosyal mesafeyi sağlamaları pek mümkün gözükmemektedir. Aksi durumda, bu sürecin sonunda dünyada ekonomik sistem üzerinde şiddetli bir tahribat yaşanması kaçınılmaz olabilir. Böyle bir durumda ise karmaşık ve kaotik bir geleceğin bizleri bekleyeceğini öngörmek yanlış olmaz.
Bu zorlu süreçten bir ders çıkarılırsa o zaman belli avantajlar elde edilmesi söz konusu olabilir. Gerekli dersler çıkarılırsa, insanlık ahmaklık çağının bedeliyle belki yüzleşebilir. Bunun olması içinde bireyin bilinç düzeyinin düşüklüğünün bedelini toplumsal olarak yüklenmiş olmanın idrakine varmak gerekir. Bu şekilde bir çıkarıma ulaşabilirsek, ahmaklar çağını sonlandırmak için bir fırsat elimize geçebilir.
Covid-19 insanlık için ağır bir bedele mal olacağa benziyor en azından bu bedel karsısında doğru sonuçlar elde ederek züğürt tesellisi ile yetinelim.