Siyaset…
Asırlar devirmiş bir sanat…
Tarihin su yatağında halkın beklentileri, korkuları ve ön yargıları üzerine ‘YALAN’ enstrümanı ile inşa edilen muazzam bir bent…
Muhatabının zihniyle dans eder, doğruyu yanlış, yanlışı doğru yapar…
Ancak;
Aksine hazır olmazsanız siz akıntıya yön veremeden tarih her bir parçanızı başka noktalara taşıyabilir…
Bugün söylediğinizi yarın inkar noktasına gelme riskini hep yedeğinizde tutmalısınız…
1970’li yıllar Türk siyasetinin çok hareketli olduğu dönemdir. -Yani her zaman olduğu gibi- 70’li yıllarda Türk siyasetinde MSP, Millet Partisi, CHP, AP, MHP vs. gibi partilerin yarıştığı dönemlerdir. Kısacası Milliyetçi Cephe hükümetleri diye adlandırılan dönemler…
1970’li yıllarda gerçekleşmiş bir miting konuşmasına ve sonrasında yaşananlara kulak verelim;
Kitaptan ‘Çarıklı Erkanı Harp’ başlıklı bölümü sizlere aktarmak istedim. Usta gazeteci Yavuz Donat o dönemlerde yaşanan olayları kitapta çok güzel bir şekilde anlatıyor. Bunlardan bir tanesi de, bu başlık altında 1973 yılındaki seçim kampanyasında yaşanan bir miting konuşmasında yaşananları anlatması… Sözü fazla uzatmadan kitaptaki bölümü sizlere aynen aktarıyorum:
ÇARIKLI ERKANI HARP
Şebnem Bursalı: Adnan Menderes, Erdal İnönü, Bülent Ecevit… O dönemdeki ilginç figürlerden biri de Osman Bölükbaşı’ydı.
Yavuz Donat: Evet. Çarıklı Erkanı Harp kime denir? Sözlüklerde karşılığı var. Ama ben bir örnekle anlatacağım. Anadolu fırtınası Osman Bölükbaşı’nın partisi Millet Partisi’ydi. Gel zaman git zaman. Günün birinde Cemal Tural, Millet Partisi’ne Genel Başkan oldu. Eski Genelkurmay Başkanı…
Şebnem Bursalı: Eee?
Yavuz Donat: 1973 seçim kampanyasında Yozgat’a gitti. Yozgat’ın iki büyük ilçesi var. Sorgun ile Akdağmadeni. Perşembe günleri ikisinde de pazar kurulur. Pazar demek, civardaki köylülerin de gelmesi demek. Kalabalık demek. Millet Partisi’nin ilk mitingi Sorgun’da yapıldı.
Sorgun “Bozkır. Yeşillik son derece az”.
Kürsüye partinin “Birinci sıra milletvekili adayı” çıktı. Halil İlhan, “Hemşerilerim, bizim partiye oy verseniz…” diye başladı söze. “Sorgun’un dağına taşına ağaç dikeceğiz. Her yer orman olacak. Çocuklarınıza, torunlarınıza iş sahası açılacak. Hıdrellezde ormanda piknik yapacaksınız.”
Genelkurmay Başkanlığı sırasında ağaç dikilmesine önem veren, askerlere ağaç diktiren Cemal Tural, konuşma bitince Halil İlhan’a “Aferin oğlum. Çok güzel konuştun.” dedi.
Öğleden sonra ikinci miting yapıldı. Akdağmadeni’nde.
Akdağmadeni yemyeşil. Dağları orman…
Halk ormancıdan şikayetçi. Ağaç kestirmediği için… Kürsüye yine Halil İlhan çıktı.
“Hemşerilerim. Oyunuzu Millet Partisi’ne verirseniz…” diye söze başladı. “Sizleri ormancının zulmünden kurtaracağız. Nedir milletin ormancıdan çektiği. Ağaç kestirmezler. Kesenden rüşvet isterler. Adamı mahkemeye verirler. Bize oy verin, gidin istediğiniz kadar ağaç kesin.”
Konuşma bitince Cemal Tural kızdı: “Sen nasıl konuşuyorsun? Sabah başka, öğleden sonra başka…”
“Paşam siyaset budur. Sorgun’da ağaç dikeceksin. Akdağmadeni’nde ağaç keseceksin.”
Kaynak: Off The Record, s. 78-79.