Kuşkusuz ki hayata çok erken veda eden birçok yetenekli oyuncu sayabiliriz. Ancak içlerinden biri kesinlikle arkasında kusursuz bir kariyer bıraktı. 1935 doğumlu John Cazale, 1978 yılında akciğer kanserinden öldüğünde daha 42 yaşındaydı. Genç yaşlarında tiyatroya adım attığında en yakın arkadaşlarından biri olan Al Pacino onu şöyle tanımlayacaktı:
“Onunla yemek yerseniz, o, yemeğini yarılamadan yemeğinizi bitirmiş olurdunuz. Yemeği yemiş, toplamış ve yatağa girmiş olabilirdiniz. Sonra purosunu çıkartırdı. Puroyu yakardı, onu izlerdi ve tadına bakardı. Sonra, en sonunda içmeye başlardı”. Buradan da anlaşılacağı üzere John Cazale çok yavaş hareket eden, çok tembel bir insandı. Yapmayı çok sevdiği oyunculuk dışında gündelik işlerde çok ağır hareket ederdi. Buna televizyon tamir etmek ve çivi çakmak gibi işler de dahildi. Tiyatroda Line adlı oyundan sonra yıldızı parlamaya başlayan Cazale, Al Pacino’nun ısrarları sonucunda ilk The Godfather filminin hazırlıklarını yapan genç yönetmen Francis Ford Coppola ve filmin cast direktörü Fred Roos ile bir yemekte buluştu. Aslında ilk başta ikisi de kendisini istemiyordu ancak Roos Cazale’i sahnede ilk gördüğünde hemen “Bu Fredo”. dedi.
John Cazale Al Pacino ile birlikte The Godfather Part II’de. 1974
John Cazale, 1972 yılında The Godfather’da hayranı olduğu Marlon Brando ile aynı sahneyi paylaştığında ondan mutlusu yoktur aslında. Diğer yandan yakın arkadaşı Al Pacino’nun da filmde oynuyor olması da ayrı bir avantajdı onun için. Pacino dışında James Caan, Robert Duvall, Talia Shire ve Diane Keaton gibi genç yıldızların boy gösterdiği film, tüm zamanların en büyük filmlerinden biri olur. John Cazale en iyi yardımcı erkek oyuncu oscar adaylarında Pacino, Caan ve Duvall’e eşlik edemese de artık sinemada kendine belli bir yer edinmeye başlar. İlk Godfather’dan 2 yıl sonra devam filmi olan The Godfather Part II’de yeniden hayat verdiği ezik, karar veremeyen, dışlanmış ve zeka geriliği olan ortanca kardeş Fredo Corleone rolünde bu kez çok daha büyük işler çıkarır. Çünkü ikinci filmde Fredo, ilk filmde olduğundan daha fazla ön plandadır ve bu da Cazale’in oldukça işine gelmiş olacak ki daha büyük bir performans ortaya koyarak bu filmi de tamamlar. Film en iyi film, en iyi yönetmen dahil olmak üzere toplamda 6 dalda oscar kazandığında adaylarda ve kazananların arasında yine Cazale’in ismi yoktur ancak o sevdiği işi yapmaya devam eder.
John Cazale The Conversation’da. 1974
Aynı yıl Francis Coppola’nın en kişisel filmi olan The Conversation’da Gene Hackman’a başrolde eşlik eder John Cazale. Tehlikeli bir çifti fiziki ve sesli takibe almakla görevlendirilen bir dedektifin hikayesini anlatan The Conversation’da Cazele, görevli dedektif Harry Caul’un genç asistanı Stan’i başarıyla canlandırır. Film Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazanarak büyük başarı elde eder ve John Cazale de sektördeki yerini sağlamlaştırır. 1 yıl sonra 1975’te Hollywood’un en eleştirel yönetmenlerinden biri olan Sidney Lumet’in yeni film Dog Day Afternoon’da yine çok sevdiği Al Pacino’ya eşlik eder Cazale. Eşcinsel bir soyguncu olan Sonny’nin sevgilisinin ameliyatı için banka
Soymaya karar vermesini anlatan filmde Sonny’nin içine kapanık ama dengesiz ortağı Sal’e başarıyla hayat verir.
The Godfather Part II ve The Conversation gibi iki başyapıtta üst üste yer alan John Cazale uzatmalı sevgilisi Meryl Streep ile nişanlıyken akciğer kanserine yakalandığını ve hastalığının son evrelerinde olduğunu öğrenir. Tüm bunlara rağmen sinemaya devam eden Cazale, büyük aşkı Meryl Streep’le belki de son kez bir filmde oynamak isterken kısmet ayağına gelir. Michael Cimino’nun sıradışı Vietnam anlatısı Deer Hunter’da yine yakın dostu Robert De Niro ve Meryl Streep’le rol alan Cazale 12 Mart 1978’de hayata veda eder. Deer Hunter’da rol almadan önce stüdyo tarafından kesinlikle filmde istenmeyen Cazale De Niro’nun ısrarlarıyla filme kabul edildi ve kimsenin yüzünü kara çıkarmadı. Hastalığından dolayı Cimino önce Cazale’in sahnelerini tamamlayarak kendisine filmi ölmeden bitirme fırsatı verdiğinde John Cazale belki de içinde kalan son gücüyle oynadı oyununu.
Son olarak vefat etmeden kısa süre önce Robert De Niro ve Christopher Walken’la Deer Hunter’ın setinde. 1978
