12 Mayıs seçimlerinden bu yana suların durulamadığı Irak’ta şimdilerde geniş çaplı protestolar düzenleniyor ve bu gösteriler günden güne büyüyor.
Seçime katılım oranı %44.5 olan seçimlerde Sadr grubu önderliğindeki Sairun İttifakı gayri resmi sonuçlara göre seçimi kazandı. Gayri resmi sonuçlar çünkü seçimin üzerinden 2 ay geçmesine rağmen resmi seçim sonuçları henüz açıklanmadı. Zaten seçimin sonuçlarından çok seçimdeki ve seçim sonrasındaki gelişmeler daha dikkat çekici hal aldı.
Türkmenler’in Barışçıl Gösterileri
Kerkük’te neredeyse tamamı Türkemenlerden oluşan bölgelerde elektronik oy sayma makinelerinden ”silme” diye tabir edilecek şekilde Kürtlere oy çıkmış ve Kerkük’te yaşayan Türkmenlerin tepkisini çekmişti. Kürt partileri lehine yapılan bu usulsüzlük üzerine Türkmenler, günlerce Türkiye’deki 15 Temmuz demokrasi nöbetlerine benzeri nöbetler tutmuştu. Bu gösteriler kimi çevrelerce ”Mavi Direniş” olarak adlandırılmış sonuç olarak Bağdat yönetimi, 21 Haziran tarihinde Bağdat’tan gelecek Hakim ve Savcılardan oluşan bir heyetin oyları yeniden elle saymasına karar vermişti. Çıkan sonuçlarsa elektronik sonuçlardan çok daha farklıydı.
Henüz elektronik sayım usulsüzlüğünün şoku atlatılamamışken Bağdat’ta sayılmak üzere bekleyen oy pusulaları yanmış bundan dolayı da bir kısım seçmenin oyu sayılmadan kül olmuştu. Tüm bunların ışığında gayri resmi seçim galibi Sadr diğer partilerle koalisyon için görüşmelere başlamış ama bırakın başarılı olmayı kendi seçim ortağı Irak Komünist Partisi ile bile anlaşmazlığı düşmüştü.
Siyaset arenasında bunlar olurken bir yandan da IŞİD (Deaş) yeniden etkin olmaya başladı. Özellikle orta Irak’ta yağmalar yapıp yol kesiyordu. Öyle ki geceleri Kerkük-Bağdat yoluna çıkmak intihar anlamına geldi. Halk Kerkük-Bağdat yoluna ”Tarik el-Mawt” yani ölüm yolu demeye başlamıştı.
Gösterilerin Fitili Ateşleniyor
Gösterilerin ilk gününde yani 6 Haziran’da güvenlik güçleri tarafından bir gösterici ateş açılarak öldürülmüş bu durum ise gösterilerin daha da büyümesine neden olmuştu. Sonrasında ölen göstericinin mensubu olduğu aşiretin lideri Validen öldürenin kendisine teslim edilmesini talep etmiş daha sonra Merkezi Hükümet Basra’ya olayın araştırılması için bir heyet göndermişti. Heyet soruşturmaya devam ederken Silahlı Kuvvetlerden bir sözcü ”öldürülen kişinin silah taşıdığını ve provakatör olduğunu bunun için öldürüldüğünü” açıkladı. Bu açıklamanın ardından Basra’da halk devlet binalarını ve siyasi partilerin ofislerine girip talan etmeye başladı
Bu gösteriler kısa süre içerisinde Basra, Zikar, Musanna, Necef, Babil, Kadisiye, Miysan, Vasit, Kerbala ve son olarak Bağdat’ta sıçradı. Göstericiler Necef Havalimanı’nı bile yağmalamış ve havalimanı bir süre uçuşa kapatılmıştı. Ancak göstericiler protestolarını daha çok devlet daireleri ve siyasi partilerin ofisinde yoğunlaştırıyor. Çoğunluğu Şii olan göstericiler Sadr grubu dışındaki Şii siyasi partilerin ve Haşd el-Şaabi karargahlarını protesto etmeye devam ediyor.
Gösterileri Ortaya Çıkaran Faktörler,
- Altyapı yetersizliği
- İşsizlik ve yolsuzluk
- Sıcaklığın 50 derece olduğu şehirde İran’ın, Irak hükümeti’nin faturaları ödememesini bahane göstererek kestiği elektrik
Irak’ın güneyinde neredeyse devlet kadar güçlü aşiretler ise göstericileri desteklediği görülüyor. En son Musanna aşiretlerinden oluşan bir heyet ”taşkınlık ve yağmaları desteklemediklerini ancak göstericilerin ve taleplerinin yanında olduklarını” açıkladı.
Göstericiler Ne İstiyor?
2003 yılından beri Irak’ta -özellikle yaz aylarında- böyle gösteriler yaşanıyordu ancak bu sefer ki çok daha şiddetli seyrediyor. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle bütçe fazlası veren Irak’ta nüfusun en az %40’ı 25 yaş altı, işsizlikse en az %30 seviyesinde.
Irak’ta tarafsız ve düzenli istatistik verileri bulunan kurumlar olmadığı için kesin rakamlara ulaşmak imkansız.
Ülkeye yatırım yapan yabancı yatırımcılar ise işçilerini başka ülkelerden getiriyorlar. Mesela Basra’da faaliyet gösteren Çinli bir petrol şirketi işçisini Çin’den getirirken başka bir İngiliz şirketiyse işçisini Hindistan’dan getirmekte. Bu durum işsiz olan gençlerin tepkisini çekiyor.
Irak’ta var olan bir diğer sorun da yolsuzluk. Zengin petrol yatakları üzerine kurulu Irak’ta siyasetçiler gün geçtikçe zenginleşirken halk daha da fakirleşmekte ve bu da bilinçli gençleri sokağa dökmekte. Üstelik bu kadar zenginlik varken 2003’ten beri Irak genelinde elektrik sorunu çözülememiş, Sammarra kentinde kurulmak istenen elektrik santralinin devlet tarafından ayrılan bütçesi de kaşla göz arasında buharlaşmıştı.
Peki Bundan Sonra Neler Olacak?
Gösterilerde 15. gün geride bırakılırken toplam 9 kişi hayatını kaybetmiş 300’den fazla kişi de yaralanmıştı. Başbakan İbadi “gösteri yapmanın vatandaşın hakkı olduğunu ancak taşkınlık ve yağmalamaların yaşanmaması gerektiğini” söylemişti. Basra’ya devlet eliyle 3 milyon dolar yatırım ve 10 bin kişilik istihdam sözü bile göstericileri sakinleştirmemiş hatta gösterilere katılım sayısı daha da artmıştı.
Pek çok kaynağa göre Basra’da iş bekleyen genç sayısı 30 binden fazla olduğu belirtiliyor.
Geçtiğimiz günlerde Haşd el-Şaabi komutanı Hadi Amiri de göstericilerin haklı olduğunu ve kendisi dahil Iraklı siyasetçilerin artık kendilerine çeki düzen vererek halk için daha fazla çalışması gerektiğini söyledi.
Tüm bunların gölgesinde seçim galibi Sadr, göstericilerin yağma yapmadıkları takdirde kendisi tarafından da destekleneceğini söyledi. Göstericiler neredeyse tüm siyasi büroları yağmalarken Sadr’a ait hiçbir büroya dokunmaması dikkat çekici.
Ay sonunda nihayet açıklanması beklenen resmi sonuçlardan sonra Sadr-İbadi Hükümetinin kurulması bekleniyor. Kurulacak hükümet muhtemelen eskisi kadar İran’a yakın olmayacaktır. Bunun ne gibi sonuçlar doğuracağı merak konusu elbet…
Sonuç olarak bakıldığında bu gösterilerin sonucunda siyasetçilerin ”Evet haklısınız düzelmeliyiz” demesi umut verici ancak halk’ın bu açıklamalara pek de güvendiği söylenemez. Çünkü gösteriler azalmaktan çok artmaya devam etmekte. Kaldı ki halkın siyasetçilere ne kadar güvendiği katılımın %44.5 olduğu seçimlerden belli oluyor. Halkın bir de darbe beklentisi olduğu iddialar arasında yer alıyor. Tabii şu an darbe olasılığı çok fazla görülmemektedir. Ancak bu gösteri ve protestolar Kuzey vilayetlere sıçrayıp tüm Irak’ta kitlesel bir harekete dönüşmediği sürece halkın taleplerinin tam anlamıyla karşılanacağını söylemek biraz zor görünüyor.