Yazan: Mihrişah Danat
Heykel denildiği zaman gözümüzün önünde canlanan genellikle büyük sanat eserleri oluyor. Bu seferki tam tersi bir sanat anlayışı ortaya çıkıyor. Bu sanatı da doğuran kişi ise William Wigan. İsmini daha önce duymuş olmalısınız, zira sıradışı özellikleri ve çalışmaları olan bu insanları bu çağda duymamak artık imkansız. Willard Wigan, 1957’de İngiltere’de doğmuş. Öğrenme bozukluğu (disleksi) denilen bir hastalığa sahipmiş ve bu yüzden okul hayatı pek iyi geçmemiş. Annesi onu her gün okula bırakırmış, ancak o kaçıp okulun bahçesinde bulunan kulübeye saklanırmış. Kulübenin, hastalığından kaçıp hocalarının yargılamadığı tek yer olduğunu söylermiş. İlk eserini de orada, karıncalara ev yaparak yapmış. Gün geçtikçe iğne deliğine sığdırdığı bu heykelleri yapmaya başlamış.
Willard’ın mikro heykelleri 000.5 mm’lik büyüklüğünde ve bu mikro heykeller dünya tarihinde elle yapılmış en küçük heykeller olarak biliniyor. Mikroskobik boyutta olan bu heykelleri görmek için görüntüyü en az 400 kere büyüten bir mikroskoptan bakmanız gerekiyor.
Heykelleri cam, altın, kumaş gibi materyaller kullanarak yapan sanatçı, boyamalarını ise kendi saçından kopararak yaptığı telden fırça ile yapıyor. İlk heykelini ise kendi tişörtünün etiketinden yapmış. Ellerinin titrememesi için ise bazen kalp atışları arasında çalıştığını söylüyor. En büyük ilham kaynaklarının da Leonardo Da Vinci ve Michelangelo gibi büyük isimler olduğunu ifade ediyor.
Wigan’ın bir eser üretmesi ise altı hafta ile üç ay arasında değişebiliyor.
Willard Wigan: İnsanlar yaptıklarıma inanmayı güç buluyorlar. Bilim insanları, yaptıklarımı gördüler ve onları açıklayamadılar. Nanoteknoloji ile uğraşan bilim insanları yaptıklarımı gördüler ve bunun imkansız olduğunu söylediler. Fakat bu konuda dünya üzerinde biri bana meydan okumak istiyorsa, buna hazırım!”.
Şu an bu mikro heykeller ise bir servet değerindedir. Son olarak Willard Wigan eserlerini sadece geceleri yapmayı tercih ediyor. Nedenini ise anlamamak çok zor olmasa gerek.