Tarihin Anadolu’ya bağışladığı İonia Bölgesi’nin on iki kentinden biri olan bir liman şehri! Teos…
Kentin kuruluşu hakkında edinilen bilgilere göre antik yazarlardan Strabon ve Pausanias Teos’un Athamas tarafından kurulduğunu bildirmektedirler. Kentte yapılan arkeolojik kazılar ilk yerleşimlerin Protogeometrik dönemden itibaren, M.Ö 1000 civarı olduğunu ortaya çıkarmıştır. M.Ö. 600 yıllarında Miletoslu filozof Thales’in, İonia bölgesinin merkezinde yer almasından ötürü kentin on iki İon kentinin birlik merkezi olmasını önermesi kabul görmemişse de kent coğrafi konumundan ötürü çok önemli bir liman kenti olmuş, ticari amaçla Nil Deltası’nda yer alan Naukratis kentinin kurulmasında rol oynamıştır. Teos’un ticari ilişkileri eski Mısır’a kadar takip edilmiştir.
Tüm Anadolu’da olduğu gibi Teos kenti de M.Ö. 545 yılından sonra Pers komutanı Harpagos’un eline geçmiştir. Heredot’a göre kent halkının tamamı M.Ö 545 yılında kenti terk etmiş ve Trakya bölgesindeki Nestos deltasında Abdera kentini kurmuştur.
Fakat zamanla bir çok kolonistler ana kente geri dönüş yapmıştır. Teos’un refah seviyesi o denli artmıştır ki M.Ö 494 yılında gerçekleşen Lade deniz savaşına Teoslular 17 gemiyle destek vermişlerdir.
Kent daha sonra M.Ö 129 yılında Roma imparatorluğunun yönetimi altına girmiştir. Kentin mimari yapılarındaki çeşitliliğin, Roma döneminde de devam ettiğini görülmektedir.
Dionysos kültünün kent ve çevresindeki önemi nedeniyle şair, müzisyen, tiyatrocu ve şarkıcılardan oluşan İonia ve Hellespontos Dionysos sanatçılar birliği burada kurulmuştur.
Bu önemli liman kentinin antik tiyatrosu, akropolisin güneydoğu eteğinde yer alan doğal bir yamaca yaslanarak yapılmıştır. 1963 yılında başlayan araştırmalar doğu analemmanın önünden itibaren sahne binasının büyük bir kısmı ile scaenae frons ve proskeniona ait mimari bloklar ile orkestranın kuzeybatı ucu kısmen açığa çıkarılmıştır.
Tiyatronun yapısı Yunan tiyatro geleneğine uygun şekilde inşa edilmiş olsa da Roma dönemi öncesine ait arkeolojik verilere henüz ulaşılamamıştır. Opus incertum temel üzerine inşa edilmiş alt cavea’nın oturma basamakları ile kemer ve tonozlu alt yapı üzerine inşa edilmiş üst cavea tipik Roma dönemini yansıtmaktadır. Sahne binası önünde inşa edilen çok katlı sahne binası sütunlu cephesi ile proskenion cephesinde bulunan bezemeli mimari bloklar ve yazıtlı heykel kaideleri yapının M.S. 1. Yüzyılın sonlarındaki yapı faaliyetlerine işaret eder. Bu yazıtlardan birinde Teoslu Tiberius Claudius Philistes onurlandırılmaktadır. Ele geçirilen bu bezemeli üst yapı blokları, heykel, kabartma ve yazıtlar yapının mimari ve heykeltıraşlık açısından zenginliğini gözler önüne serer.
Dionysos tapınağının hemen doğusunda tiyatronunsa güneydoğusunda bouleuterion yer almakta olup en iyi korunmuş yapıdır. Yapılan kazılarda meclis binasının caveası, orkestrası, doğu duvarı ile kuzey-güney analemma duvarı ve parodoslar açığa çıkarılmıştır. Yine araştırmalar yapının doğusunda dorik bir portikonun birleştiğini göstermiştir. Yapı dikdörtgen bir temel plana sahip olup caveası yarım daire biçimli 16 sıra oturma basamaklıdır. Cavea 5 merdiven sırası ile 4 kerkidise ayrılır.
Bouleuterion, Teos’da bulunan Polythros’un Eğitim Vakfı yazıtından anlaşıldığı kadarıyla Helenistik dönemde politik toplantıların yanı sıra çok amaçlı sosyal faaliyetler için de kullanılmıştır. Dionysos tapınağında bulunan bir yazıtta Kral 3. Antiokhos’un bronz bir heykelinin meclis binasına dikilmesinden bahseder.
İonia bölgesinin önemli bir liman kenti olan Teos zenginliğini deniz ticaretine borçludur. Kent tüm Akdeniz havzasında etkin bir ticari rol oynamıştır ve güney ve kuzey olmak üzere iki limanı bulunmaktadır. Günümüzde kuzey limanına dair herhangi bir kalıntı bulunmamasına karşın Roma dönemine ait dalgakıranın Sığacık kalesinin güneybatısında görüldüğü bildirilmektedir. Kentin güney limanı ise Anadolu kıyılarındaki en iyi korunmuş iskele örneklerinden biridir. Yapılan çalışmalarda limanın 153 metrelik kısmı belgelenmiştir. Çift çeperli atkılı duvar tekniğinde inşa edilen duvarın çift yüzlü korniş blokları ile taçlandırıldığı düşünülmektedir. Dalgakıranın kuzeyine bitişik olan iskele platformu da kısmen iyi korunmuş olarak gün yüzüne çıkarılmıştır.
Platformun kıyıya bakan kısmında 3,5 metre aralıklarla yerleştirilmiş bağlama taşları günümüze oldukça iyi korunmuş olarak ulaşmıştır. Yöre balıkçıları tarafından halen aynı işlevle kullanılmaktadır.
2011’de limanda sürdürülen çalışmalar sırasında küçük bir kilise kalıntısına rastlanmıştır. Limanın doğu ucunda yer alan ve dalgakıran duvarına bitişik olarak yapılmış kilise, iki nefli ve iki apsisli olmasıyla dikkat çeker. Doğudaki apsisin altındaki daha büyük iki apsisin kalıntıları burada daha büyük bir kilisenin olduğunun göstergesidir. Doğu-batı yönlü kilise kalıntısı dikdörtgen bir plana sahiptir. Araştırmalarda ele geçirilen seramik ve sikkeler kilisenin M.S. 11-12. yüzyıllarda varlığına işaret etmektedir.
Teos’un helenistik dönem kent sur duvarları çift çeperli atkılı isodomik tarzda yerel kireçtaşı malzemesinden inşa edilmiştir. 65 hektarlık bir alanı çevrelediği tespit edilen duvarların uzunluğu 3,7 kilometreyi bulmaktadır. Duvar kalınlığı 4 metredir. Batı ve güney surlarda kule ve kapı açıklıkları tespit edilmiştir. Akropolis’in güneybatısında duvarda devşirme olarak kullanılan bir yazıt bloğunda söz konusu olan kapı Heredot Kapısı olarak adlandırılmıştır. Bu kapının kuzey sövesinde “in situ” olarak ortaya çıkarılan inşa yazıtı, surların maliyeti hakkında bilgiler vermesi açısından önem taşımaktadır.
Bu kapının güneyinde kalan sur bölümünde yapılan araştırmalarda aralarında 35 metre mesafe bulunan 5 adet kareye yakın kulenin varlığına ulaşılmıştır. Diyonysos tapınağının batısında B çukurunun güneyindeyse Dionysos Kapısı ve kapının kuzeyinde muhtemelen bir kuleye ya da seyirdim terasına çıkan çift taraflı bir merdiven sırası bulunmuştur. Güney limana doğru giden sur hattı üzerinde de iki kule arasına yerleştirilmiş bir kapı tespit edilmiş, sur dışındaki Necropolis alanı nedeniyle bu kapı Güney Nekropol Kapısı olarak adlandırılmıştır.