Cumartesi, Aralık 21, 2024

Tek Tabloda 112 Atasözünü Resmeden Bir Hayal Gücü: Pieter Bruegel

Bugün sizlere lakabı “köylü” olan Hollandalı ressam Pieter Bruegel’in, şu an Berlin – Gemaeldegalerie’de bulanan “Felemenk Atasözleri” isimli oldukça ilginç tablosundan bahsedeceğim. Bruegel’in birçok resmi görünenin dışında başka bir hikaye daha anlatır, Felemenk Atasözleri de onlardan biri…

Baktığımız ilk anda gözümüze pek anlamlı görünmeyen ve bize sanki bir flaman köyündeymişiz hissini veren tablo aslında detaylarında 112 atasözünü ve deyimi barındırıyor. Bu atasözlerinin ve deyimlerin resim içinde birbirleriyle bir bütünlüğü yok ama resmin tümüne bakıldığında bütünlüğü bozan bir aykırılık da göze batmıyor.

Resmedilen atasözlerinden bazıları günümüzde hala yaygın olarak kullanılan “Büyük balık küçük balığı yutar.”, “Akıntıya karşı yüzmek.” gibi sözlerken, bazılarının da günümüz dilinde pek karşılığı yok.

Biz de tablonun detaylarında boğulmaya, tabloya ressamın verdiği ilk isim olan “Mavi Pelerin” sahnesiyle başlayalım.

MAVİ PELERİN
“Mavi Pelerin”

Kocasına mavi pelerin giydirmek: Bu sahne, tablonun tam ortasında yer alır ve eşini aldatan kadınlar için kullanılırmış.

 

bir elinde ateş bir elinde su taşımak

Bir elinde ateş, bir elinde su taşımak: İki yüzlü davranmak, ikili oynamak.

 

Çatının kiremitlerini turtadan yapmak

Çatının kiremitlerini turtadan yapmak: Görmemiş, zengin budalası olmak.

 

arkası ateş almak

Arkası ateş almak: Poposu tutuşmak, telaşlanmak.

 

pelerinini rüzgara göre asmak

Pelerinini rüzgara göre asmak: Rüzgar nereden eserse ona göre davranmak.

 

büyük balık

Büyük balık küçük balığı yutar: Güçlü olan güçsüz olanı yok eder.

 

darağacı

Darağacına pislemek: Korkusuz olmak, bir şeylere sonunu düşünmeden atılmak.

 

somon

Bir somondan diğerine uzanamamak: İki yakasını bir araya getirememek.

 

isa

İsa’nın yüzüne sahte sakal takmak: Hileyi, dindarlık kisvesiyle gizlemeye çalışmak.

 

tuğla

Kafasını tuğlaya vurmak: İmkansızı başarmaya çalışmak. (Bizde kullanılan kafasını taşlara vurmaktan farklı bir anlamda kullanılmaktadır.)

 

gümüş tabak

Gümüş tabak içi boşsa faydasızdır: Güzellik tek başına bir işe yaramaz.

 

kömür

Sıcak kömüre oturmak: Sabırsızlık ve acelecilik zararlıdır, bizdeki “Acele eden, ecele gider.” ile aynı anlamdadır.

 

sabun

Ahmağı sabunsuz tıraş etmek : Aptal birini kandırmak.

 

Lapa

Lapasını yere döken, hepsini toplayamaz: Bizdeki “Olmuş ile ölmüşün ardından ağlanmaz.” ile aynı anlamda kullanılmaktadır.

 

ay

Aya işemek: Boş yere çaba sarf etmek, akıntıya karşı kürek çekmek.

 

köpek

Dikkat et ki araya kara köpek girmesin: Anlamını pek sevmediğim bu atasözü ise “İki kadının olduğu yerde bela çıkması için bir de köpeğe gerek yoktur.” anlamında kullanılmaktadır.

 

sepet

Gününü sepette taşımak: Zamanını boşa harcamak.

 

şeytan

Şeytana mum tutmak: Her gördüğünü pohpohlayarak arkadaş edinmeye çalışmak. 

 

şeytan

Şeytana günah çıkarmak: Birinin sırlarını düşmanına söylemek.

 

domuzDomuzu karnından bıçaklamak: Dönüşü olmayan hatalar yapmak.

 

kemik

Aynı kemik peşindeki iki köpek nadir anlaşır: Aynı amacı güden iki kişi o konu üzerinde uzlaşamaz.

 

kepçe

Kaymak kepçesi olmak: Asalak – otlakçı olmak.

 

hilebaz

Tilkiyle turna birbirini oyalar: İki hilebaz kendi avantajlarını ve karşısındakinin dezavantajlarını hep akılda tutar, küçükken sık sık dinlediğimiz tilki ile turna hikayesindeki gibi.

 

dünya

Dünyayı parmağının ucunda döndürmek: Her şeyi kendince yönetmeye kalkmak.

 

dana

Dana boğulduktan sonra kuyuyu kapatmak: İş işten geçtikten sonra önlem almaya kalkmak.

 

teker

Tekerine çomak sokmak: Bu söz de bizdeki anlamıyla kullanılmaktadır.

 

evi yanmakAteşte ısınabildiği sürece kimin evinin yandığını umursamamak: Kendi çıkarları uğruna başkalarını hiçe saymak.

İnsanın hangi ayrıntısına bakacağını şaşırdığı bu tablo daha birçok atasözü barındırmaktadır.

Kafasına eseni yapan, azimli ve tutarlı ressam birçok yapıtında olduğu gibi bu eserinde de güncel olaylarla ilgili iğnelemeler yapmış, onları simgesel bir biçimde aktarmıştır. Doğruluk, kötülük ve cahillik kavramlarını alegorik olarak anlatma yolunu seçmiştir. Meslektaşlarının para karşılığı kiliseye bol yaldızlı, parlak dini resimler yaptığı ya da feodal yapının görgüsüz zenginlerinin ve aristokratlarının şatafatlarını göstermek için ısmarlama resim yaptırdığı bir dönemde, Hollanda’nın günlük köy ve kır yaşamını bilgece anlatan resimler yapan Bruegel’i daha iyi anlamak isterseniz Bruegel’in Çarmıha Gidiş eserini konu alan The Mill and The Cross adlı filmi de izleyebilirsiniz.

Müge Yarımbatmanhttp://populerakim.com
İstanbul Üniversitesi - Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Popüler Akım Editörü ve Kültür Sanat Ekibi Yazarı

Related Articles

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -

Son Yazılarımız