Film Analizi: Forrest Gump – 75 IQ’ya Sahip Bir Dahi!

0
4618

1994 yılı, sinema açısından muhteşem geçmişti. Hollywood’dan ve dünya sinemasından şaheser olarak adlandırılabilecek birçok film beyazperdede yer aldı. Ama bu filmler arasında, daha evvel “Geleceğe Dönüş” filmleriyle adından söz ettiren Robert Zemeckis’in yeni filmi olan Forrest Gump’ın verdiği mesajlar ve işlediği tarihi olaylar olsun, oyunculuk ve yönetmenlik başarısı olsun, diğer filmlerden çok farklı bir yeri vardır. Akademi Ödülleri’nde aldığı 6 Oscar ile de (En İyi Görüntü, Aktör, Yönetmen, Görsel Efekt, Uyarlanmış Senaryo ve En İyi Düzenleme dallarında) rüştünü ispatlamıştır. Umarım bu yazıyı okuyan arkadaşlarım bu filmi izlemişlerdir. Yazıda film içinde gelişen birçok olaydan bahsedeceğim için şimdiden spoiler uyarısı vermiş olayım.

Film Analizi: Forrest Gump - 75 IQ'ya Sahip Bir Dahi!

-Advertisement-

Forrest Gump, içinde bulundurduğu göndermelerle, verdiği mesajlarla, işlediği konularla adeta belgesel tadı veren muhteşem bir filmdir. Birçok otorite tarafından Hollywood’un insanlığa armağanı olarak nitelendirilir. Bunun sebebi ise Hollywood filmlerinin çoğunluğunda manipülasyonlar, propagandalar havada uçuşurken bu filmde tek bir yönlendirmenin ve siyasi bir mesajın olmamasıdır. Filme geçmeden önce şu bilgiyi de vermiş olayım, filmin senaryosu Winston Groom’un filmle aynı adlı romanından esinlenerek oluşturulmuştur. Şimdi hep beraber filmi ayrıntılı şekilde inceleyelim 🙂

Run Forrest, Run!

Her şey bu komutun ardından başlamıştı aslında. Forrest Gump, yarım akıllı ve “düz insan” diye tabir edilen insanlar vardır ya, işte onların en güzel örneklerinden biridir.Çocukluğunda bacaklarına takılan o teller sayesinde yürüyebilen Forrest, 75 IQ’ya sahip olduğu için devlet okuluna bile kabul edilmemişti. Annesi bir şekilde(!) onun devlet okuluna kabul edilmesini sağladıktan sonra okul servisinde tanıştığı Jenny ile birlikte Forrest’in hayatı da değişir. Forrest ve Jenny birbirleriyle çok yakın arkadaş olurlar.

Bir gün yaşadıkları yerin küçük serseriler tarafından saldırıya uğrar. O sırada Jenny’den aldığı “Koş Forrest, kaç buradan!” komutuyla birlikte zar zor yürüyebilen Forrest bir anda koşmaya başlar, ne kadar atletik olduğunun farkına varmıştır ve koşarken de ayaklarındaki tellerden kurtulur.

Üniversite yıllarında ise bu koşu performansı onu okulun Amerikan futbolu takımında yer almasını sağlar. Takımda gösterdiği performans, onu dönemin başkanı John F. Kennedy ile el sıkışmaya kadar götürecek derecede ün kazanmasını sağlar.

Forrest, okulun ardından orduya katılır.

Forrest, orduda komutanı tarafından dahi ilan edilir. Parçalanmış bir silahı ordu rekorunu kıracak kadar kısa bir süre içinde birleştirmeyi başarmıştır. Ardından savaş dolayısıyla Vietnam’a gönderilen Forrest, orada da ekibiyle birlikte pusuya düşürülmüş, oradaki en yakın arkadaşı Bubba’yı kaybetmiş ve ekibinden birkaç kişiyi tek başına kurtarmayı başarmıştır. Bu başarısı dönemin başkanı Lyndon Johnson tarafından şeref madalyasıyla ödüllendirilir. Vietnam’da ordu hastanesinde pinpon oynamaya başlar ve onda da büyük bir başarı göstererek ülkesini Çin’deki dostluk maçlarında temsil etmeyi başarır.

Askerlik görevi sona erdikten sonra evine dönen Forrest, askerdeki arkadaşı Bubba’ya söz verdiği için gidip Bubba’nın yaşadığı balıkçı kasabasından bir karides teknesi alır. Çünkü Forrest bir söz verdiyse onu her zaman tutar! İlk başlarda acemiliğinden dolayı pek bir başarı elde edemese de daha sonra Vietnam’da kurtardığı komutanı Teğmen Dan’in de ona katılmasıyla birlikte ve çıkan fırtınada sağlam kalan tek karides teknesi olmasının ardından çok büyük bir başarı yakalayan Forrest, Bubba-Gump firmasını kurar ve kendi deyimiyle “zilyoner” olur.

Forrest ile Jenny İlişkisi

Forrest, çocukluğunda okul servisinde tanıştığı Jenny ile orduya katılana kadar sürekli olarak birlikteydi. Ona tamamen koşulsuz ve karşılıksız, çok güçlü bir sevgiyle bağlıydı. Jenny ise Forrest’i sevmesine rağmen gözü hep dışarıda olan ve farklı şeyler yaşamak isteyen bir karakterdir. Çocukluğunda babasının ona yaşattığı kötü anılar da bu karakterin gelişmesinde etkiliydi.

Film Analizi: Forrest Gump - 75 IQ'ya Sahip Bir Dahi!

Forrest ordudayken o da hippilerin arasına katılmıştı. Forrest ile bir sonraki karşılaşmalarında da Black Panther Party ile birlikte takıldığını görüyoruz. Sürekli farklı şeyleri arayan aykırı bir kişiliği vardı Jenny’nin. Tam tersine Forrest daha pasif, daha uysal bir karakterdi. Yönetmen Zemeckis de tıpkı Spielberg gibi aykırı karakterlerin daha kaybetmeye yakın olduğunu bu filmde göstermeye çalışmıştı.

Jenny en sonunda Forrest’in yanına geldiğinde Forrest şöyle demişti: “Belki de gideceği başka bir yer kalmadı.”

Buna rağmen onu hala çok sevdiği için evine kabul etti. Bir süre sonra Jenny’e evlenme teklifi etti Forrest, olumlu bir cevap alamayınca da “Beni neden sevmedin Jenny?” diyerek tüm izleyicileri duygulandırmıştı. Ardından Jenny ile güzel bir gece geçirdiler ve Jenny onu tekrar terk etti.

Bu olayların ardından Forrest koşmaya başladı.

Öyle bir başladı ki 3 yıl, 2 ay, 14 gün ve 16 saat boyunca durmadan koştu Forrest. Aslında koşmasının hiçbir sebebi yoktu ama insanlar Forrest’in bu uzun koşusunun altında hep bir sebep aradı. Bir süre sonra onunla birlikte koşmaya karar veren kişiler oldu ve bu kişilerin sayısı her gün daha da arttı. Bu uzun koşusunu bitirmesi de koşuya başlama kararı kadar ani ve basitti. Forrest “Yoruldum” diyerek koşmayı bıraktı ve eve dönmeye karar verdi.

Eve döndüğünde Jenny’den bir mektup almıştı, mektupta bir adres ve Jenny’den bir mesaj vardı. 

Filmin başından beri farklı farklı insanlara anlattığı tüm hayat hikayesi de burada sona erdi. Şimdi Forrest, mektuptaki adrese gidecek ve Jenny’i görecekti. Adrese gitti, Jenny’i tekrar gördü ve tekrar özlem giderdi. Fakat bir süre sonra küçük bir erkek çocuğunu görünce ufak çaplı bir şok yaşadı Forrest. Jenny, bu çocuğun Forrest’in oğlu olduğunu söylediğinde ise yaşadığı şok ufak çaplı değildi bu defa. Şoku atlattıktan sonraki ilk sorusu “O akıllı mı yoksa benim gibi mi?” oldu. Filmin özellikle bu bölümü duygu olarak çok yüklü ve izleyicilere fazlasıyla gözyaşı vadediyor.

Tam aksine küçük Forrest çok zeki ve akıllı bir çocuktu. Ardından Jenny’nin hasta olduğunu da öğrenen Forrest ailesiyle birlikte Alabama’ya, evine geldi. Jenny ile evlendi ve kısa bir süre sonra da Jenny’i kaybetti. Jenny öldükten sonra da kendiyle aynı ismi taşıyan oğlu küçük Forrest’a hayatını adadı.

Filme Dair Dikkat Çeken Bazı Ayrıntılar

Şimdi de biraz filmdeki göndermelerden söz edelim. Filmde o kadar fazla gönderme ve bahsedilen tarihsel olay var ki, gerçekten belgesel olarak bile niteleyebileceğimiz bir film. Ben aklımda kalanları aktaracağım, eminim hepsi bu kadar değildir.

Öncelikle Lyndon Johnson, John F. Kennedy, Richard Nixon ve Ronald Reegan filmde bahsedilen Amerikan başkanları. John F. Kennedy’e ve Ronald Reegan’a yapılan suikast girişimleri ve Richard Nixon’ın adının karıştığı Watergate skandalı da filmde işleniyor.

Film Analizi: Forrest Gump - 75 IQ'ya Sahip Bir Dahi!

Elvis Presley, John Lennon ve Joan Baez filmde adı geçen müzisyenler. Ku Klux Klan, Black Panther Party, Youth International Party ve Mao Zedong da filmde söz edilen siyasi sembollerden. Carmen Kasırgası, Alabama Üniversitesi’ndeki ırkçılığa son verme gösterileri, Apple şirketinin yükselişi, Vietnam savaşı gibi önemli tarihsel olaylar filmde bahsedilen diğer ayrıntılar.

Film Analizi: Forrest Gump - 75 IQ'ya Sahip Bir Dahi!

Film boyunca Forrest, kendine ne deniyorsa onu yapar. Her zaman basit düşünür, fakat ne yaptıysa başarılı olmuştur. Belki de hep düz mantıkla yaşadığı için, hep basit düşündüğü için, etrafındaki her şeye bir anlam vermeye çalışmadığı için bu denli başarılı olmuştur. Amerikan futbolundaki, pinpondaki başarısını hep basit düşünmeye borçludur. Bu hayatta kimi sevdiyse ölümüne sevdi Forrest. Jenny onu defalarca terk etti fakat o yine de sevgisini yitirmedi, hastalığında Jenny’nin yanında oldu.

Film Analizi: Forrest Gump - 75 IQ'ya Sahip Bir Dahi!

Forrest’in bu çok ilginç ve çok hoş hayat hikayesini izledikten sonra benim hayat görüşümde epey değişiklikler olmuştu diyebilirim. Eminim ki filmi izleyen herkes kendi düşüncelerini bir nebze olsa da sorgulamıştır. Tom Hanks’in insan üstü oyunculuğuna da değinmeden geçmeyelim. Tom, gerçekten Forrest’in başından geçenleri müthiş bir şekilde izleyiciye hissettirdi. İnanılmaz bir oyunculuk dersi verdi bu filmde bizlere Tom Hanks.

Özet olarak Forrest Gump, izleyen herkesin hayatını değiştirecek nitelikte, yeri geldiğinde güldüren, yeri geldiğinde ağlatan, o dönemde gelişen olaylar hakkında harika bilgiler sunan, gerçekten çok sağlam bir başyapıt. Film arşivinizde mutlaka yer almalı, defalarca seyredilecek kalitede bir film.

Yazımı, Forrest’in annesinin söylediği şu güzel söz ile bitirmek istiyorum:

“Hayat bir kutu çikolata gibidir, içinden ne çıkacağını asla bilemezsin.”

-Advertisement-

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here