Bazı filmler vardır. Film biter, siz ekrana bakmaya devam edersiniz. Jenerik çıktığı zaman idrak etmeye başlarsınız bittiğini. Heh tam da öyle bir filmden bahsedeceğiz bugün sizlerle. Şahsi fikrimi söyleyecek olursam, filmi anlamam uzun süremi aldı. diyebilirim. Sanırım filmi seçmemdeki büyük en büyük etken de bu.
Serüvenimize başlıyoruz, buyrunuz…
Film, Malcolm Rivers adındaki hastanın 6. seansındaki ses kaydında söylediği, “merdivenlerden çıkarken orada olmayan bir adamla karşılaştım; bugün de orada değildi, keşke dedim, keşke gitse” cümlesiyle başlar. Dr. Mallick, hastası olan Malcolm Rivers’ın bu sözlerini bir şiir olarak niteler ve hastasının çocukluğuna dair sorular sorarak onu tanımak ister. Annesinin hayat kadını olduğunu ve çoğu zaman onu otel odasına terk ettiğini belirten Malcolm Rivers, 6 kişiyi öldürmüş ve ölüm cezasına çarptırılmıştır. Cinayetlerin sebebini bozulan ruh sağlığı ile ilişkilendirmekte ve yeni ortaya çıkan bir Rivers’in günlüğüyle onun cezayı ehliyeti olmamasına delil getirmektedir. Böylece ölüm cezasının kalkmasında onun için tanıklık yapmak istemektedir. Kararın tekrar görüşülmesi için yargıç apar topar infazdan yirmi saat önce aranır ve görüşmenin yapılacağa yere çağrılır. Büyükçe bir masanın etrafında doktor, avukat, diğer görevliler oturmaktadır. Masanın diğer kısa köşesinde ise tekerlekli sandalyeye bağlanarak getirilen mahkûm Malcolm Rivers vardır…
Fırtınalı bir gecede ıssız bir motelde yaşanan çeşitli olaylar on insanı bir araya toplamaya neden olmuştur. Motel genellikle tek katlı dairelerden oluşan, şehre uzak, yaklaşık 10 odası bulunan yerel bir dinlenme tesisini andırır.
Motel sorumlusu (Larry), limuzin şoförü (Ed) hayat kadını (Paris) bir mahkumu (Robert Maine) nakleden bir polis (Rhodes) 80’li yılların bir televizyon yıldızı (Caroline Suzanne) yeni evli bir çift (Ginny-Lou) ve kriz içinde olan 3 kişilik bir aile (George York (baba)-Timmy York-anne) bulunmaktadır. Bu insanların teker teker ölmesi ile büyük bir korku hakim olmaya başlar. İlk ölüm 80’li yılların bir televizyon yıldızı olan Caroline Suzanne’nin başına gelir. Başı kesilerek öldürülen kadının cesedinin hemen yakınında 10 numaralı odanın anahtarı çıkar. Cinayetler işlenmeye devam eder, sırasıyla Lou 9, mahkum 8, George 7, Timmy’nin annesi 6…
Ed, Ginny ve Timmy’nin arabada kalan az yakıta rağmen moteli terk etmelerini söyler. Ardından acele bir biçimde arabaya doğru giden ikili, moteli terk etme teşebbüsünde bulunmuştur. Ancak ilk teşebbüste bulunan katil gibi onlar da başarısız olmuş ve gidecekleri arabaları patlamıştır. Patlayan arabayı söndürdükten sonra arabada hiçbir ceset kalıntısının olmaması ortamı iyice gerer. Sonrasında odaya doğru girerlerken dışarıda olan Timmy’nin babasının cesedinin kaybolduğunu fark ederler. Mahkum, Lou, aktrist Suzanne, Timmy’nin annesinin cesedi de kaybolmuştur. Hepsinin bulunduğu yerler hiç bozulmamış ve tertemizdir. Sonra kendi aralarında konuşurlarken kalan 4 kişinin doğum tarihlerinin aynı olduğu çıkar. Hepsi Mayıs ayının 10’unda doğmuştur. Diğer ölenlerinde doğum tarihi aynıdır. Motelin tepesine düşen yıldırım yüzünden elektrikler gider. Sigortayı aramak için dağılan dörtlüden Ed odada kalır. Filmin başlangıcında Malcolm Rivers’in sözünü tekrarlar: ‘merdivenlerden çıkarken orada olmayan bir adamla karşılaştım; bugün de orada değildi, keşke dedim keşke gitse’ O esnada Malcolm Rivers’in Ed’in kişiliğine bürünen adam olduğu açığa çıkar.
Yani esas oğlanımız olan Malcolm Rivers, çoklu kişilik bozukluğu olarak adlandırdığımız psikolojik bir rahatsızlığa sahiptir. Çocuk yaşta travma yaşayanlarda oluşabilen bu ruhsal bozukluğa sahip bireyler, kendilerine yeni kişilik yaratırlar. Yarattıkları her kişiliğin, ses tonu, tavırları, yazı şekilleri hatta hastalıkları bile birbirinden farklılık gösterir. Aynı vücutta birden fazla kişilik görmeniz mümkündür.
Filme dönecek olursak: Aslında motel diye bir yer yok. Oradaki 11 kişinin hepsi Malcolm’un yarattığı karakterlerdir. O kişiliklerden birisi Malcolm’un 4 sene önce işlemiş olup 6 kişiyi öldürmesine neden olan kişiliktir ve Malcolm’un idam edilmemesi için o kişiliği öldürmesi gerekir. Moteldeki, yani zihninde oluşturduğu moteldeki kişiliklere geri dönen Malcolm Rivers’ın 4 kişiliği kalmıştır. Bunlar; Paris, Edward, Larry ve polis Rhodes’dir. Malcolm diğer kişiliklerini zihninde aşama aşama öldürmeye çalışmış ve şiddetli bilişsel çelişkiler yaşamıştır. Dr. Mallick’e göre bu katil Ed kişiliğidir. Ve Malcolm’dan onu öldürmesini ister. İçindeki Edward’ı da öldüren Malcolm hüzünlü bir damla gözyaşı döker. Bundan sonra, 6 kişilik cinayet vakasından Ed’i sorumlu tutan Dr. R. Mallick yargıca: “Konu, aklı mı yoksa bedeni mi cezalandırıyor olduğumuz. Cinayetleri onun bedeni işledi. Evet, bu doğru ancak içinde kalan kişi işlemedi” der. Malcolm bütün gece boyunca 10 kişiliğini teker teker öldürmüştür. Dr. R. Mallick, Malcolm’ın yerinin eyalet hastanesi olduğunu söyler. Neticede yargıç idamı durdurur ve Malcolm Rivers’ı eyalet hastanesinin bir psikiyatri kliniğine Dr. R. Mallick’in gözetimine verir. Hastaneye sevk edilirken içinde olan tek kişiliğiyle (Paris) düşüncelere dalan Malcolm Rivers, Paris’i arabasıyla portakal bahçelerine giderken görür. Portakal bahçesinin yanında mütevazı bir evi olan Paris, toprağı kazarken 1 numaralı motel odasının anahtarını toprağın içinde görür. Paris, korkudan titremeye başlarken Dr. R. Mallick’in motelde öldüğünü zannettiği ancak ölmediği ortaya çıkan bir diğer kişilik olan Timmy tarafından ‘fahişelerin ikinci bir şansı olmaz’ denilerek öldürülür.
Edward’ın öldürülmesiyle cinayeti işleyen kişiliğin yok olduğunu düşünen Dr. R. Mallick yanılmıştır. Bu yanılgı Dr. R. Mallick’in hayatına mal olur ve Malcolm Rivers tarafından boğazı sıkılarak öldürülür.
Ve film başladığı replikle biter:
‘merdivenlerden çıkarken orada olmayan bir adamla karşılaştım; bugün de orada değildi, keşke dedim keşke gitse’
Film, Amerika yapımı olup 15 Ağustos 2003 tarihinde vizyona girmiştir. James Mangold tarafından çekilen korku ve gerilim türündeki film başarılı oyuncu kadrosuyla da ilgi çekiyor. John Cusack, Ray Liotta, Amanda Peet, Alfred Molina gibi isimleri görmeniz mümkün. Film 11 dalda aday gösterilip 1 ödül almıştır. Filmin orijinal adı İdentity’dir.
Kimlik biterken değil, bitmeye yakın sırrını ortaya koyuyor. Fakat bu sürpriz kesinlikle gerilimin sonuna geldiğimiz anlamına gelmiyor. Motelde başlayıp biten bir ‘katil kim’ hikayesi ile türün klasikleri arasına girebilinirmiş. Korku sineması açısından anlatılan hikaye ile Malcolm arasındaki ilişki açısından incelenmeyi hak eden film, psikolojik gerilim türüne ise bir beden büyük geliyor. Belki de bu yüzden farklı türlerden, birbiriyle ilgisiz filmlere köprüler uzatabiliyor. Filmin esas kimliği ve bulmacası da bu…
Bu yazının ilk adımda film analizi niyetiyle kaleme alınmış olup istemsiz bir şekilde özet haline geldiğini farkettim. Sanırım biraz fazla kaptırdım. Film sizi biranda dedektif rolüne bürüyor ve film bitiyor , haftalar geçiyor (en azından benim için bu süre geçerli) siz hala katil kimdi? Çocuk muydu? O zaman Malcolm 4 sene de nasıl bu kadar büyümüş olabilir? O zaman buzluktan çıkan ölü adam (Malcolm) da nesi? Neyse neyse çok aklınızı karıştırdım . Konu tamda yukarıda anlattığım gibi. Umarım filmi izlemiş ve anlamamışsınızdır ve bu yazı size yardımcı olur. ‘Merdivenlerden çıkar-‘ şaka şaka. Sağlıcak ve gülücüklerle kalın.