Perşembe, Kasım 21, 2024

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)

Irak’ın kuzeyinde, IŞİD zorbalığının hüküm sürdüğü son topraklardan biri olan Telafer’e yönelik başlatılan operasyon beklenenden çok daha önce bitmek üzere. Neredeyse ışık hızıyla ilerleyen operasyon için Irak hükümetinin zafer açıklaması yapması an meselesi. Peki Telafer’in önemi ne? Telafer ilçesi neden dünyanın gündemine bu kadar oturdu? Operasyon ne şekilde ilerledi? Operasyonda Türkmenlerin durumu ne? Siz değerli okuyucularımıza bu soruların cevabını vermeye çalışacağız.

Telafer İlçesi

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)

Ortadoğu’nun en büyük ilçesi olan Telafer’de IŞİD öncesine kadar çoğunluğu Türkmen olan 200 bin kişi yaşıyordu(bazı kaynaklara göre 400 bin). Şuan da ise bu sayının 100 bin olduğu bile düşünülmüyor. Irak’ın Amerika tarafından işgali sırasında Amerikanın kayıp verdiği bölgelerden biri olan Telafer’de resmi kayıtlara göre en az 4 Amerikan askeri öldürülmüş yüzlercesi de yaralanmıştı. Musul’un 40 km uzaklığındaki bu ilçe Suriye ve Türkiye sınırlarına oldukça yakın bir konumda yer alıyor.

Coğrafyası itibariyle oldukça stratejik öneme sahip olan bu ilçenin önemini IŞİD canileri de farketmiş olacak ki Musul’u işgal ettikten çok kısa bir süre sonra 26 Haziran 2014 tarihinde Telafer’i işgal ettiler. Bu tarihten itibaren kent teröristler için Musul ve Rakka arasındaki bağlantı yeri haline geldi. Bu durum Haşd el-Şaabi birliklerinin Kasım 2016 tarihinde Telafer ve Rakka arasındaki bağlantı yollarını ele geçirmesine kadar sürdü. Haşd el-Şaabi daha sonra Mart 2017’de ilçenin Musul ile olan bağlantısını keserek daha fazla militan akışı yapılmasını engelledi. Operasyon öncesine kadar kimi kaynaklara göre iki bine yakın IŞİD militanı Telafer’de bulunuyordu. Bu rakam bize biraz abartı gelmekle beraber kimi kaynaklara göre bu sayı 500 ila 1000 arasında. Açıklamalara göre operasyonun 6. gününe kadar en az 300 IŞİD militanının etkisiz hale getirildiği söyleniyor.

Büyük Telafer Operasyonu

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)

Musul operasoyonu bittikten 41 gün sonra yani 20 Ağustos 2017 tarihinde Irak Güvenlik Güçleri tarafından Telafer’e kara operasyonu başlatıldı. Öncesinde 15 Ağustos tarihinden itibaren kentteki IŞİD’e ait stratejik hedefler belirlenip Irak Hava Kuvvetleri tarafından imha edildi. Operasyona ”Telafer Biz Geliyoruz” adı verildi. Operasyonun komutanlığına da Irak ordusunun halk tarafından en çok sevilen komutanlarından Korgeneral Abdulemir Yarullah getirildi.

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)
Korgeneral Abdullemir Yarullah

Planlara göre zırhlı birlikler, Federal polis, Terörle Mücadele Birlikleri, Altın Kuvvetler olarak bilinen ve Musul’da sivillerin bulunduğu kritik noktalarda büyük başarılara imza atmış Irak Özel kuvvetleri ile Haşd el-Şaabi’nin 2-9-11’inci birlikleri yani Fırkat’ül Abbas el-Kitalliye(Savaşçı Abbas Grubu) ve Liva Ali Ekber( Ali Ekber alayı) grupları da operasyona katıldı.

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)
Fırkat’ül Abbas el-Kıtalliye savaşçıları

Yapılan hazırlıklara göre Telafer’in güneyinden başlayarak kuzeye doğru Selam ve Arubiya semtlerine kadar Haşd el-Şaabi ve Fedaral Polis ana rolü üstelenecek ve kalan bölgeleri de profesyonel ordu kurtaracaktı. Beklenenden çok daha kısa sürmesi dışında her şey harfiyen planlandığı gibi oldu ve 26 Ağustos’ta polis gücü ve Haşd el-Şaabi’nin Arubiya ve Selam semtlerine girdiği ve geri kalan 6 mahalleyi de ordunun kurtaracağı açıklandı. Aynı gün kentin simgesi olan Telafer kalesinde Irak Bayrağı dalgalandı. Ardından Irak Meclisi Savunma Komisyonu Başkanı Hakim Zamili Telafer’in %90’nın kurtarıldığını açıkladı. Daha sonrasında da kimi bölgelerde zafer kutlamalarına başlandı ve bu zaferin resmileştirilmesi ise an meselesi.

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)
Irak Özel Kuvvetlerine bağlı bir asker

Operasyonun Önemli Aktörlerinden Biri Olan Türkmenler

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)

Haşd el-Şaabi, Türkmenlerin yoğunlukta olduğu yerlerde operasyon yapacaksa daha çok Türkmen savaşçıları tercih ediyor. Telafer’de de bu durum gerçekleşti. Fırkat’ül Abbas el-Kıtalliye ve Liva Ali Akbar gruplarında bilindiği gibi ciddi sayılarda Türkmen savaşçı bulunuyor. Bu neticede Telafer Operasyonuna Haşd el-Şaabi üniformasıyla katılan binlerce Türkmen her fırsatta Irak bayrağının yanında Türkmeneli bayrağını da dalgalandırıyor.

Özellikle Telafer’i IŞİD zulmü yüzünden terketmek zorunda kalan binlerce Türkmen Haşd el-Şaabi sayesinde silahlanıp evlerinden IŞİD’li teröristleri çıkartırken ne yazık ki medyamız tarafından ”yağmacı” olarak nitelenmiş ve hatta Haşd el-Şaabi’nin ”Türkmen katliamı” yapacağı yazılmıştı. Sanırım günümüzde eve dönmek ”yağma”, kendi milletini zorbaların elinden almak ise ”katliam” olarak nitelendiriliyor. Tüm bu amacı belirsiz yazılara tokat gibi cevabı, aşağıda birlik ve beraberlik vurgusu yapan Türkmen liderler ve askerlerin paylaştığı fotoğraf verdi diyebiliriz.

Büyük Telafer Operasyonu (Analiz)
Irak Türkmeneli Cephesi Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşad Salihi ve Telafer Milletvekili Niyazi Mimaroğlu Telafer operasyonu sonrası çekilen bu fotoğrafta birlik ve beraberlik vurgusunda bulundu.

28 Ağustos tarihinde Irak Türkmen Cephesi Başkanı Erşad Salihi, Telafer’de görevini yerine getiren Türkmen Haşd el-Şaabi savaşçılarının yanına giderek Haşd el-Şaabi ve Türkmeneli bayrağıyla beraber bu pozu verdi.

Değerlendirme

Telafer geri alındıktan sonra IŞİD’in Irak topraklarındaki varlığı Havice ilçesi ve Güney Suriye sınırındaki birkaç küçük bölgeyle sınırlı kalacak. Suriye ordusu, Hizbullah ve Lübnan ordusunun Suriye’de IŞİD’e karşı kararlı operasyonlarını da göz önünde bulundurursak IŞİD’in artık son nefesini vermek üzere olduğunu söyleyebiliriz. Ortadoğu’da görülmedik vahşetler gerçekleştiren ve kendileri dahil hiçbir şeye saygıları olmayan bu örgütün Ortadoğuluların hafızasında ”kötü bir anı” olarak kalmasını temenni ediyorum. Ancak Ortadoğu’nun durumu, stratejik önemi ve yeraltı kaynakları göz önünde bulundurulduğunda ise bu anının ”son kötü anı” olması biraz hayalmiş gibi geliyor. Bu hayalin gerçekleşmesi için bölgedeki unsurların hiç bir ayrım gözetmeksizin birlik olması gerekmektedir. Haşd el-Şaabi kuruluşu ve içerisindeki gruplar an itibariyle Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’ndaki ”Kuvayi Milliye”sini andırıyor diyebiliriz. Bu oluşumda hemen hemen her gruptan insanlar mevcut. Umarım bu birlik beraberliğin tüm Batı Asya toplumları adına sonsuz barışa dönüştüğü günleri görebiliriz.

Murad Alihttp://populerakim.com
Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Related Articles

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -

Son Yazılarımız