👱Donald Trump’ın Joe Biden’a Bıraktığı Dış Politika Mirası

0
922
BİDEN Trump

Donald Trump, Amerikan halkına başkan sıfatında “Önce Amerika (America First)” dış politikası izleyerek  “Amerika’yı Yeniden Harika Yapacağına” (Make America Great Again) dair söz verdi.

Göreve başlarken verdiği bu söz, ABD’nin ikinci dünya savaşının sonunda yarattığı uluslararası liberal düzenin artık amacına hizmet etmediğine olan inancından kaynaklanıyordu. Amerika’nın dışarıdaki pahalı taahhütleri, ülkeyi tükenmiş ve aşırı gerilmiş bir duruma terk etmişti.

-Advertisement-

Not: America First: İlk olarak Birinci ve İkinci Dünya Savaşı arası dönemde kullanılan uluslararası ilişkilerde Amerikan milliyetçiliğini, müdahalesizlik ve tek taraflılığı vurgulayan, daha çok America First Committee tarafından savunulan slogan ve dış politikadır. Trump’ın 2000 yılındaki başkanlık kampanyalarında tekrar popüler olmuştur.”

biden trump

Washington’un seçkinleri dünyanın polisiymiş gibi davranırken, onun gördüğü gibi Avrupalı müttefiklere Amerikan cömertliği konusunda serbest geçiş hakkı verildi. Adaletsiz ticaret anlaşmaları ve küreselleşme ABD ekonomisine çok fazla zarar verdi ve bunun sonucunda Amerikalılar, ücretlerdeki durgunluk ve artan yaşam maliyeti ile mücadele etti. Gerçeklerden çok uzakta değildi: Amerikan dış politikası birkaç on yıl boyunca korkunç sıkıntılar içindeydi.

Trump yönetimi bitiş noktasına yaklaşırken, bu muhtemelen onun dış politika mirasının en önemli tarafıdır. Hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partilerin kabul etmeyi reddettiği rahatsız edici bir gerçeğe dikkat çekti: ABD artık iç ekonomik istikrar pahasına bir küresel üstünlük politikasını sürdüremezdi.

Trump, Biden’a Nasıl Bir Dış Politika Mirası Bıraktı?

Ne yazık ki Amerikan halkı ve dünyanın geri kalanı için, Amerika’yı yeniden harika yapma sözünü yerine getiremeyen Donald Trump, Oval Ofis’te ikinci bir zaferi yaşayamadı ve ardında halefi Joe Biden’ın işini çok zorlaştıracak bir dış politika mirası bıraktı.

Geri Çekilme

Trump, Beyaz Saray’daki bir dönemini, selefi Barack Obama’nın birçok politikasını geri çekerek ya da hükümsüz kılarak, uluslararası kurumlardan ve anlaşmalardan çekilerek ve tarihi ittifakları zayıflatarak geçirdi, ancak ABD’nin küresel liderliğini yenileyecek, ekonomiyi güçlendirecek ve ulusal güvenliği koruyacak uyumlu bir dış politika stratejisi asla ortaya koymadı.

👱Donald Trump'ın Joe Biden'a Bıraktığı Dış Politika Mirası
Donald Trump’ın Joe Biden’a Bıraktığı Dış Politika Mirası

Önemli dış politika meselelerine liderlik etmesi için deneyimsiz aile üyelerini atayarak, dış politika yapımını Beyaz Saray’a kaydırarak ve Dışişleri Bakanlığı’nı sistematik bir yeniden yapılanmaya zorlayarak, hükümetin ABD’nin dünyadaki rolü ve belirli bölgelerdeki uzun vadeli hedefleri hakkında stratejik düşünme yeteneğini zayıflattı.

Trump ayrıca iş adamından başkanlığa da tam olarak geçiş yapamadı. Genellikle kısa vadeli çözümlere ve hızlı düzeltmelere güvendi. Özel karakteri ve çalışma tarzı, Twitter diplomasisini pervasızca kullanması gibi, müttefiklerini ve düşmanlarını, kısaca söylemek gerekirse; rolü hakkındaki bilgisi ve anlayışı konusunda şaşkına çevirdi.

Bu durum, Amerika’nın uluslararası taahhütlerinin güvenilirliğini ve uluslararası alanda etkili bir şekilde hareket etme kapasitesini aşındırdı, Trump’ın uluslararası örgütleri de reddetmesi, ülkeyi uluslararası tehditlere maruz bırakmıştı.

COVID-19, ne yazık ki Trump’ın izolasyoncu tepkisinin mükemmel bir örneğidir ve Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) ayrılma kararı, ABD’yi küresel bir pandeminin zirvesinde daha da savunmasız hale getirdi.

Paris İklim Anlaşması’na Yeniden Katılma Planı

Paris İklim Anlaşması’ndan çekilmek, ABD’yi yalnızca iklim değişikliğine karşı mücadelenin gerisine atmakla kalmadı, aynı zamanda Amerika’nın yumuşak gücüne, prestijine ve küresel liderliğine de zarar verdi. Ayrıca Pekin’in, tüm gezegeni etkileyen bir konuda ahlaki açıdan yüksek bir zemine sahip olmasına ve böylece Çin’in yumuşak gücünü kuvvetlendirmesine izin verdi. Biden ise, göreve başlar başlamaz Paris İklim Anlaşması’na yeniden katılmayı planladığını belirtti.

Donald Trump'ın Joe Biden'a Bıraktığı Dış Politika Mirası
Donald Trump’ın Joe Biden’a Bıraktığı Dış Politika Mirası

Çin Güç Boşluğuna Adım Attı

Çin’i para manipülatörü, fikri mülkiyet hırsızı ve siber terörist olmakla suçlamasına rağmen Trump, Çin’in başkanı ve Çin Komünist Partisi başkanı Xi Jinping’e bir arkadaş olarak atıfta bulunarak sıklıkla övgüde bulunmuştur.

Aynı şekilde Rusya’dan Vladimir Putin, Kuzey Kore’den Kim Jong-un ve Türkiye’den Recep Tayyip Erdoğan dahil olmak üzere diğer otoriter liderler için de benzer övgülerde bulunmuştur.

Trump’ın tüm dış politika başarısızlıkları arasında Çin politikası muhtemelen en önemlisidir ve Çin-Amerikan ilişkileri şu anda Trump’ın göreve geldiği zamandan çok daha kötü durumdadır. ABD’nin 2017 Ocak ayının başlarında TransPasifik Ortaklığı’ndan da çekilmesi, Asya’da Pekin’in doldurmaktan fazlasıyla mutlu olduğu bir güç boşluğu yaratmış; bu durum, müttefiklerinin güvenliğinin bir garantörü olarak ABD’nin rolü hakkında bir şüphe medyana getirmiştir.

Çin ile sözde ticaret savaşı da ABD ekonomisine büyük zarar vermiştir. Çin’e ihracat 2017’den beri istikrarlı bir şekilde düşmüş ve üretim faaliyetleri ABD’ye geri dönmemiştir.

Bu esnada Pekin, Güney Çin Denizi’ndeki askeri faaliyetlerini artırmış, çok sayıda siber saldırı başlatmış ve Sincan(Uygur özerk bölgesi) eyaletinde yaklaşık bir milyon Uygur’u şiddetli bir şekilde bastırmıştır.

Kampanyanın Dört Yılı

Ortadoğu’da Trump, İsrail ile Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için övgüyü hak etse de genel olarak dış politikasına bakıldığında, karışık ve tutarsız önceliklerin bir karışımı görülmektedir. Nükleer silahlardan kaynaklanan tehdit son dört yılda önemli ölçüde artmasıyla birlikte Trump, kendi kişisel diplomasi tarzının kendi gözetiminde savaştan kaçınmanın anahtarı olduğunu iddia etse de, gerçek şu ki; hem Pyongyang hem de Tahran nükleer cephaneliklerini oluşturmaya devam etti.

Donald Trump'ın Joe Biden'a Bıraktığı Dış Politika Mirası
Tarihi buluşmadan bir kare. Trump ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-Un

Önceliği izolasyonist seçim tabanının desteğini korumak olan Trump, seçim kampanyasının yolundan asla ayrılmayıp  “Önce Amerika” ve “Bataklığı Boşalt (Drain the swamp)” vaatleri sebebiyle kendisine oy verenleri sakinleştirmek için dünyanın dört bir yanındaki ABD stratejik çıkarlarını kolayca feda etti.

“Drain the swamp: Sıtmanın ABD ve Avrupa’da bir sorun olduğu zamanlarda sıtmayla mücadele için bataklıkların kurutulması anlamına gelen bu terim 1980’lerden beri politikacılar tarafından “yolsuzluğun kökünü kazımak” anlamına gelen bir metafor olarak sıklıkla kullanılmaktadır.

Ancak ABD liderliğini uluslararası arenadan geri çekmek, küresel meselelerle mücadeleyi reddetmek ve Çin ile bir ticaret savaşı başlatmak, şüphesiz ki “Amerika’yı Yeniden Harika Bir Hale Getirmek” için bir çözüm değildi. Aksine, Çin’i 21. yüzyılda dünyanın en büyük gücü yapmanın en hızlı yolu gibi görünüyordu.

Kaynak: The Conversation

Çeviren: Erva Nur Kök

-Advertisement-

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here