Yazan: Mihrişah Danat
Sanat denilince aklımız da canlanan ilk şeylerden biri de resimdir. İlkleri hatırlamak ve bilmek her zaman önemlidir. Çağdaş Türk resim sanatının kadın öncüsü sayılan Mihri Müşfik Hanım, Türk resim sanatının özellikle de portre alanında olmak üzere en çok tanınan ressamlarımızdan bir tanesidir. Sanatçımızın eserleri arasında portresini yaptığı kişiler Mustafa Kemal Atatürk ve Papa XV. Benedict dahi bulunuyor. Mihri Müşfik Hanım cesur ve azimli bir kadın ressam olarak tanınırdı. O zamana göre çok sıra dışı bir yaşama sahipti. Düşündüğü ve hayal ettiği çoğu şeyi yerine getirmiş. Mihri Müşfik, aristokrat bir hayattan bohem bir hayata geçiş yapmıştır.
Tıbbiye’nin ünlü hocalarından Çerkez Mehmet Rasim Paşa’nın kızıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri olan 1886 yılında Kadıköy’de dünyaya gelmiştir. Avrupai bir eğitim gören Mihri Hanım edebiyat, musiki ve resimle alanlarına yönelmeyi tercih ediyor. Çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Mihri Hanımın resim ilgisi daha ağır basınca, ailesi kızlarına ikinci Abdülhamit’in himayesindeki saray ressamı Zonaro’dan Beşiktaş’taki atölyesinde resim dersleri aldırmaya başlarlar. Mihri Hanım böylece çağdaş resim hakkında belli bir donanım kazanır ve Türkiye’de çağdaş resim çalışmalarını başlatan ilk kadın ressam unvanını alır. Müziğe de ilgi duyan Mihri Müşfik, Avrupa’dan İstanbul’a gelen müzisyenleri, özellikle de operaları ilgiyle izlerdi. Hatta müziğe olan bu ilgisi yaşamının akışını da değiştirmiştir. Dinlemeye gittiği opera ve batı müziği dinletilerinden birinde tanıştığı İtalyan kökenli müzik şefiyle flört eder ve peşinden Roma’ya kaçar.
Yaşı çok küçük olan Mihri Müşfik bu ilişkiyi sürdüremez ve ayrılı. Ardından Paris’e giderek yaptığı resimlerle geçimini sağlar. Daha sonra evini kiraya verdiği Selim Paşa’nın oğlu Müşfik Bey ile flört etmeye başlar ve kısa bir zaman sonra da evlenirler. Böylece bildiğimiz Mihri Müşfik Hanım adını alır. Mihri Müşfik, portre ve otoportrelerini ağırlıklı olarak dışavurumcu bir anlayışla yapmıştır. Fırça darbeleri ve ışığı ifadeci bir anlayışla uygulamıştır.
Mihri Hanım, sanatını çok farklı bir şekilde eserlerine yansıtmıştır.1913 yılında İnas (kız) Sanayi-i Nefise’nin kurulmasında yardımı istenir. Bunun üzerine Mihri Hanım İstanbul’a çağrılır ve bu okulda öğretmenlik yapmaya başlar.
Mihri Hanım, Sanayi-i Nefise’de öğrenimi gören pek çok kadın ressamımızın yetişmesine katkıda bulunur. Bunlardan bazıları Nazlı Ecevit, Aliye Berger, Fahrinüsa Zeyd gibi ünlü ressamlarımızdır. Mihri Müşfik, eğitim verdiği kızlara açık havada resim yapmaya, modelden çalışmaya ve kadın ressamları ilk kez toplu bir sergi açmaya teşvik etmiştir.
Batılı kadınlar gibi erkeklerle aynı ortamlarda, içkili toplantılara katılıyordu. Sosyal hayatı olan bir salon kadınıydı. Entellektüel ortamlara katılmaktan zevk alırdı. Arkadaşlık ilişkileri ise gayet iyiydi. İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Fikret Adil, Namık İsmail ve İstanbul’da bulunduğu dönemde Tevfik Fikret ile dost oldu. Batılılaşma döneminde yoğun bir biçimde görülen Fransız etkilerinin edebiyat kısmını Edebiyat-ı Cedide Şairleri oluştururken, Mihri Müşfik Hanım da onların yazdıklarını resimleyerek bir “Edebiyat-ı Cedide Resmi” yarattı. Edebiyat-ı Cedideciler’in portrelerini yaptığı da bilinen sanatçı, 1915 yılında, Tevfik Fikret’in ölümü üzerine, yüzünün kalıbını alarak heykelini yaptı. Bu ise Türkiye’de yapılan ilk mask çalışması olarak kayıtlara geçmiştir. Mihri Hanım 1919 yılında İtalya’ya gider. Bu ani gidişinin nedeninin İttihat ve Terakki Cemiyeti mensuplarıyla olan yakın ilişkilerinin olduğu tahmin ediliyor. Bir yıl sonra İtalya’dan geri döndüğünde, iki yıl daha İnas Sanayi-i Nefise’de ders verir.
Bu arada Müşfik Bey ile olan evliliğini de bitirir. 1923 yılında tekrar İtalya’ya döner. Mihri Müşfik, Roma ve Paris’te pek çok ressam ve edebiyatçı ile dost olmuştur. Bunlardan biri de İtalyan şair Gabriel d’Annunzio’dur. Onun aracılığı ile Papa’nın portresini yapar. Ayrıca Vatikan’da ilk kez bir Papa, başka dinden bir kadın ressama poz vermiştir. Mihri Hanım, yaşamının bir bölümünde Amerika’da üniversitelerde ders vererek sürdürür. 1954 yılında Amerika’da vefat ederek kimsesizler mezarlığına gömülür. Çoğu kişi tarafından bilinmeyen bu sıradışı gizemli ressamımız arkasında yüzün üstünde tablo bırakmıştır.
Mihri Müşfik Hanım’ın eserlerinden bazıları