Film Analizi: Schindler’in Listesi

0
4876

Herkese selamlar 🙂 Kültür Sanat Ekibinin bu hafta sizler için hazırladığı film analizlerine bir tane de ben eklemek istedim. Bugün siz sevgili okuyucularımıza 1993 ABD yapımı olan ‘’Schindler’in Listesi’’ filmini yorumlamaya çalışacağım.

Aslında ben 20.Yüzyıl Avrupa’sında yaşamak isteyen bir insanım. Çünkü bugün yaşanan “ideolojik düşünce” diyordum tam da ama bence ”ideolojik karmaşa”nın oluşumuna bizzat tanıklık etmeyi çok isterdim. Örneğin Fransa’da Mayıs 1968’de yaşanan ve etkileri devam eden öğrenci hareketinde yer almak hatta eylem yapmak benim için hala yerini korur. Geçmişten bugüne, katliamlar dahil pek çok önemli olay yaşandı ve bunlar bir şekilde başkalarının hayatlarına hatta dünyanın gidişatına bir şekilde yer verdi. Yaşananları yaşayanlardan öğrenmek bence büyük bir şans. Ardına düştüğüm her şeyle mesela bir olay, siyasetçi, sanatçı vs. her kim olursa olsun mutlaka bu insanların kendisine veya yakınına ulaşmaya ve onlardan dinleme şansı yakalamak benim zihnimde tarifi olmayan bir heyecan yaratıyor. Vakit buldukça eski gazeteleri karıştırır bir önemli olay bulur, okur ve oradan kendime bir iz bulmaya çalışırım. İngiltere’de iken en sevdiğim şey ise vintage marketlerden eski gazete toplamaktı.

Öncelikle sizlere biraz tarihsel bilgiler ve ilgi uyandıracak küçük bir girizgah eklemek istiyorum. Film, Almanya’nın 1933’ten 2.Dünya Savaşı’nda teslim olduğu 1945 tarihine kadar resmi ideolojisi olan ”Nasyonal Sosyalizm” ve onun Krakow’daki vahşi etkilerini anlatmaktadır. Nasyonal Sosyalizm, Alman ırkının üstlüğünü savunan faşist bir ideolojik görüştür. Bu akımın temel öğelerini ise Yahudi KarşıtlığıAlman Irkının Üstünlüğü ve ”Irkın Hijyeni”nin sağlanması için zihinsel ve fiziksel engelliler ile eşcinsellerin yok edilmek istenmesi oluşturur.

-Advertisement-

[WPGP gif_id=”3675″ width=”600″]

Şimdi gelelim bu filmin hikayesini başlatan Adolf Hitler’e. Herkesin bildiği gibi Hitler, Yahudi düşmanı olan biridir. Okuduğuma göre küçük yaşta kendisine Yahudi bir adam tecavüz ettiği için onlara karşı düşmanlık beslemektedir. Eğer 2.Dünya Savaşı’nı Almanlar kazansaydı muhtemel sonuçlar şöyle ki; Yahudiler azınlık kelimesinin bile yetersiz kalacağı bir sayıya düşerdi ve Almanya Avrupa’nın tek süper gücü olabilirdi. Hitler zeki ve korkusuz bir adam ama bir o kadar da şanssız idi. Düşünün ki o zamanın yine güçlü İngiltere’sine kafa tuttuğunu göstermek için Kral George ve Kraliçe Elizabeth (Queen Mother) Buckingham Sarayı’ndayken sarayı bombalatmıştır. Onun Berlin için hazırlattığı projeyi görünce ağzım açık kalmıştı. Proje aslında bir çizimdi ama tasarımı bugünü anlatıyordu. Projede en çok dikkatimi çeken ulaşım ağının büyüklüğü ve muntazam mimarisi idi. Bugün böyle bir ağ dünyanın hiçbir yerinde yoktur herhalde.

Hitler'in projesi
Hitler’in projesi

Bu arada hazır yeri gelmişken söyleyeyim, 128 yaşında Arjantin’de yaşayan bir adam kendisinin Adolf Hitler olduğunu ve 70 yıldır saklandığını iddia ediyor. Doğru mu değil mi bilemem ama Merkel hayatta olduğu sürece onun tekrar başa gelmesi zor değil mi 🙂

Adolf Hitler
Hitler olduğunu iddia eden adam

Madem filmin ismi Schindler’in Listesi, o zaman Oskar Schindler’i tanıtayım. Oskar Schindler’den kısaca bahsetmek gerekirse, Oskar Schindler,(28 Nisan 1908 – 9 Ekim 1974), 2.Dünya Savaşı’nda, Polonya’da ve günümüzün Çekya’sında bulunan emaye ve mühimmat fabrikalarında çalıştırma yoluyla 1.100’e yakın Yahudi’yi kurtaran Alman bir iş adamıdır.

Film Analizi: Schindler'in Listesi
Gerçek Oskar Schindler

20 Mart 1941 – Film, 2.Dünya Savaşı sırasında Alman işgali altındaki Polonya’nın Krakow bölgesindeki Yahudilerin ‘’Ghetto’’ adı verilen toplama kampına zorla gönderilmesiyle başlıyor.Bir sabah uyanıyorsunuz ve bir asker gelip size ”Artık bu evde yaşayamazsınız” diyip sizi kendi evinizden atıyor.Resmen cinnet sebebi.Zengin fakir denilmeden bütün Yahudiler gönderilir. Onların evlerine Nazi askerleri yerleşmeyle başlar ki benim içimi acıtan ilk nokta burasıdır. Çünkü her ev içinde yaşayanların hatırasını, sevinçlerini, acılarını sessiz bir günlük olarak saklar. Filmde Yahudi bir aile eşyalarını toplarken fotoğraflarını ve çerçevelerini alıyorlar ki bu da onların geçmişlerine ve kim olduklarına ne kadar önem verdiklerinin yegane göstergesi olarak kabul edilebilir.

Fotoğraf dediğimiz tek karelik bir şey belki de maddi olarak bir anlam ifade etmeyebilir amma velakin o karenin yansıttığı görüntünün değeri paha biçilemez. Kamplara yerleştirilen Yahudileri artık zor bir hayat beklemeye başlar. Bu sırada Nazi partisinin bir üyesi olan Schindler Krakowda’dır ve burada bir iş yapmaya ve dünyanın bütün zenginliğini elde etmeye karar verir. Schindler, zeki tavırları ve ikna kabiliyetiyle birçok Alman Generaline aklındakileri kabul ettirebilen namı-diğer ‘’genius’’ bir adamdır. İşe başlamadan kendisine fabrika yönetimini ve muhasebeyi çok iyi bilen ve ona maliyetleri düşürmede çok yardımcı olacak ‘’Itzhak Stern’’ ile tanışır. Stern, Schindler’e çok ucuz bir fiyata iki Yahudi ortağa ait bir ‘’emaye (kap-kacak) fabrikası bulur ve aldırır. Ucuz olmasının sebebi Yahudilerin Ghetto’lara gönderilmesi ve bütün mal ve mülklerinin tehlike altında olmasıdır. Bu emaye fabrikası Yahudiler için hayatta kalmalarını sağlayacak bir yer olacaktır.

[WPGP gif_id=”3671″ width=”600″]

Yeri gelmişken söylemek istiyorum: Şuan inşaat ve üretim işletmelerinde yaygın olarak kullanılan ”Maliyet Muhasebesi” sistemi 2.Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından geliştirilmiştir. Savaş sırasında silah üretim maliyetlerini düşürmek için geliştirilmiştir. Bu durum Yahudiler için son şans olsa gerek. Filmde Stern ve Schindler fabrika alındıktan sonra özellikle Yahudileri seçiyorlar. Bunun temel sebebi ise ”maliyet”. O dönemlerde Yahudi işçiler Polonyalı işçilere göre daha ucuz idi. Düşünsenize sizi öldürmeye gelenler sadece onların maliyetlerini düşük tutacağınız kaydıyla yaşamanıza izin veriyorlar. Belki de maliyet hesabı hiç bu kadar çok hayatı kurtarmamıştı…

Aynı dönemlerde Krakow’da Yahudilerin sadece nefes alma hakkı vardı. Çalışma izinleri kaldırılmıştı. Kaçak durumunda yaşamak zorunda kalmışlardı. Fabrika’ya girebilmeleri akıllı muhasebeci Stern’in bir başarısı. Edebiyat öğretmenini metal perdah ustası olarak tanımlayan sahte evrak fikri ise tamamen ona aitti.

Schindler fabrika
Schindler’in Fabrikasının Bugünkü Hali

Babam, hep derdi ki: ’’Hayatta üç şeye ihtiyacın olacak: İyi bir doktora, bağışlayıcı bir rahibe ve son olarak akıllı bir muhasebeciye!’’. Bu söz, bu filmle eşleştirilmesi gereken çok önemli bir söz diye düşünüyorum. Schindler bunu viski masasında Stern’i davet etmek için söylüyor. Stern’e bakınca kendimi görebiliyorum. Aynı mentaliteye sahibiz. Tek gayemiz üzerinde çalıştığımız işin zirve noktasına ulaşması. Schindler ona dönüp kadeh kaldırdığında Stern çalışır iken ciddiyetliğine bürünüp bardağı sadece elinde tutuyor. Havaya kaldırmak bile aklına gelmiyor. Alkol kültürüyle bağım olmadığı için bilmiyordum ama karşı taraf için kadeh kaldırmak ona duyduğu minneti göstermek ve şükran sunmak için yapılan bir hareket olarak bilinirmiş. Siz de benim gibi bilmiyorsanız ”bir şey değil” demek yerine kadehi kaldırın ki karşı taraf size kızmasın 🙂

Filmde ayrıca Yahudiler Ghettolardan dışarı atılırken yanlarına hiçbir eşya vs. almalarına izin verilmiyor ve geride kalan eşyalar Alman askerleri tarafından toplanıp ayrıştırılıyordu. Bu eşyaların içinde mücevherlerden önemli evraklara kadar pek çok şey vardı ve hepsine el konuluyordu. İnsanlar kendilerine ait her şeyi bırakmak zorunda kalıyordu. Böylelikle de Yahudilerin izi, kültürü ve onlara ait her şey dağıtılarak onları bir şekilde kendi özlerinden koparmış oluyorlardı. Asimile politikasının bir örneği olarak gösterebiliriz. Balık burcuyum ve maalesef simetri ve özen hastalığım var. Benim gibi yeni bir kitap aldığında kenarı köşesi yırtılmasın eskimesin diye özenle taşıyan biri için bu sahne göz kanatıcı bir sahneydi. Bu hareket için bile Almanlar’a dava açılabilirdi. Kısacası orada olsaydım ve biri benim eşyamı fırlatsaydı öleceğimi bilsem bile yine de bir şekilde eşyamı ve kendimi korumaya çalışırdım. Yanlış anlaşılmasın hasta ruhlu değilim burcumdan kaynaklanıyor bu durum.

Schindler, Almanlar savaşı kaybedince kaçması gerektiğini anlıyor çünkü artık kendisine destek sağlayabilecek kimsesi kalmıyor. Fabrikadan ayrılırken yaşadığı ‘’Eğer bu arabayı ve bu altın rozeti (Nazi Rozeti) satsaydım 12 kişinin daha hayatını kurtarabilirdim.’’ düşüncesi onu yaşadığı bütün zevk-i sefa içinde geçen hayatından tamamen sıyrılmasına ve sonsuz bir kedere boğulmasına sebep oluyor ki vasiyet olarak Kudüs’e çocuklarının (Yahudiler) olduğu yere gömülmek istiyor. Filmde, kapitalist bir adamın hümanist bir adama dönüşünü rahatlıkla görebilirsiniz. O fabrikada çalışan 1.100 kişi zamanla onun koruması gereken çocukları haline dönüşmüştü. Hatta bu da gerçektir ki kaçacağı gün vedalaşma sırasında işçiler kendi aralarında Schindler’in kendilerine iyi davrandığını açıklayan ve savaştan sonra başlayan Nazilerin yargılanmasında ceza almamasını sağlayan bir dilekçe hazırlar ki bu da herkesin sahip olamayacağı saygının önemini yansıtan önemli bir belgedir. Bu önemli belgeydi çünkü aynı zamanlarda üst kademe bir asker olan ”Amon Göth” bu sayede direkt idama mahkum edilmişti…

Naziler Yahudiler’i Ghettolardan da sürme kararı alıp toplu katliamlara başlıyorlar. O kadar çok kişi ölüyor ki fabrikada bile üretim durma noktasına geliyor. Schindler, herkesin katledildiğini ve ayrıca bu da kendisine hem işçi kaybı hem de maliyet olarak geri döndüğünü farkedince o da fabrikayı doğduğu yer olan Çekoslavakya’ya taşıma kararı alır. O esnada fabrikada çalışanların listesi hazırlanır ve ortaya ”Schindler’in Listesi” yani ”Schindler’in Yahudileri” ortaya çıkar. Bu tarihten sonra oradaki Yahudiler kendilerini Schindler’in Yahudileri (Schindlerjuden) olarak tanımlamaya başlarlar.

Film Analizi: Schindler'in Listesi
Schindler’in orijinal listesi

Filmin çıkış kaynağı olarak bir Schindlerjuden (Schindler Yahudisi) olan Pfefferberg, hayatını kurtaran kişinin hikayesini anlatmayı kendine görev edinmesini gösterebiliriz.

Filmde son olarak, Schindler’in kurtardığı yaklaşık 1100 kişinin soyundan gelenlerin, filmin çekildiği tarihte yaklaşık 6000 kişi olduğu ve bir zamanlar milyonlarla ifade edilen Polonya Yahudileri’nin artık 4000’den daha az bir sayıyla ifade edildiği seyirciye yansıtılır. Bu konuya meraklıysanız Hitler’in ”Kavgam adlı eserini okuyarak başlayabilirsiniz. Tarihi gerçeklere ve kişilere dayanan bir film… Şimdilik bu kadar 🙂

[WPGP gif_id=”3673″ width=”600″]

-Advertisement-

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here