Sizce mutluluk nedir? Etrafımızda bizlere mutluluğu hissettirecek bunca şey varken üzülmek niye?
Doyasıya gülmek varken ağlamak niye?
Nazım Hikmet ne güzel demiş, “İnsanlar gülüyordu de trende, vapurda, otobüste; yalan da olsa hoşuma gidiyor söyle. Hep kahır, hep kahır, hep kahır bıktım ben.”
Sahi nedir insanları bu kadar kahreden söylesenize.
Her dakika her saniye ölüme biraz daha yaklaşıyoruz ve sen bu değerli dakikaları üzülerek hatta ağlayarak geçiriyorsun. Gökyüzünün sonsuzluğunda kaybolmak varken dışarı çıkmıyorsun; yaprakların, kuşların ahenkle çıkardıkları sesleri dinlemek varken kulaklarını tıkıyor, hiçbir ses duymamak istiyorsun.
Yapma bunu kendine!
Yaşamın her dakikasından zevk al. Çabala! “Aslında insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değil. Yaşanması mümkün iken yaşayamadığı mutluluklardır.” demiş Dostoyevski.
Her anının kıymetini bil, her anında mutlu ol çünkü uzun süre ölü kalacaksın. Yanı başında olan güzellikleri fark et. Aç artık şu gözlerini etrafına bak. İnan fark ettikten sonra gözlerini kırpmak bile istemeyeceksin.
Yerli yersiz kaygılanmayı bırak. “Birazcık kaygısızlık beni dünyanın en mutlu insanı yapardı” demiş Goethe.
Dinle, kulak ver! Sevgiyi benimse, tüm uzuvlarında hisset. İnsan insanın sevgisine muhtaç bunu bil.
“Her güne hayatının en güzel günü olması için şans ver” demiş Mark Twain. Korkma ver!
Arkadaşım, her anından müthiş haz alacağın bu hayatı dolu dolu yaşa. Güzel anılar hafızanda yer etsin, kötü günler değil. Hayat mutlu olmak için çok uzun fakat üzülmek için çok ama çok kısa.
Mutlulukla…
Yazan: Emir Fındık