THE GODFATHER PART II: 1974
Sinema tarihine baktığımızda çok az devam filmi ilkinden daha iyi olarak görülür. Şüphesiz ki bunlardan en iyisi de Francis Ford Coppola’nın The Godfather Part II’sidir.
İlk filmden iki yıl sonra 1974’te çekilen ikinci bölüm, ilk bölümün en büyük lokomotifi olan Marlon Brando’nun olmamasına karşın onun canlandırdığı Vito Corleone’nin gençliğini o dönemde çok tanınmayan genç Robert De Niro’nun muhteşem performansıyla bize göstermesinin yanı sıra Corleone İmparatorluğu’nun Michael Corleone önderliğindeki yıllarını da babasının gençliğiyle paralel olarak bize anlatır.
De Niro’nun yalnızca 45 dakikalık genç Vito Corleone performansıyla en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oscar alması, Al Pacino’nun bu filmdeki inanılmaz performansıyla en iyi erkek oyuncu adaylığı elde etmesinin yanı sıra artık adını Amerikan sinemasının zirvesine yazdırmasıyla ilk filmin önüne geçer.
İlk filmin kazandığı 3 oscara karşılık bu filmin en iyi film ve en iyi yönetmen dahil 6 dalda oscar alması da The Godfather Part II’nin nerede durduğunun önemli bir göstergesidir.
Filmin dünya hasılatı ise 88 milyon dolardır. 13 milyon dolara mal olup 88 milyon kazanması ise o dönem için çok büyük bir başarıdır ve devam filmleri için çok önemli bir kilometre taşıdır.
THE LORD OF THE RINGS THE TWO TOWERS: 2002
Peter Jackson’ın Lord of the Rings destanının ikinci bölümü olan İki Kule, ilk filmden bir yıl sonra 2002’de vizyona girdiğinde tüm rekorları altüst eder. Bunun yanı sıra iki de oscar ödülü kazanır. Aldığı oscar sayısı ilk filmden iki az olsa da İki Kule’yi ilk filmden öne koyan en büyük olay yaklaşık 40 dakikalık Miğferdibi Savaşı sahneleridir.
Bu sahneler öylesine kusursuzdur ki, yayınlandığı dönemde çok büyük sükse yapmıştır. Savaş sahnelerinin yanı sıra ilk filmden sonra dağılan kardeşliğin ardından tüm karakterlerin etraflıca işlenmesi, aralarındaki güçlü bağlar ve yeni karakterlerin de seriye katılmasıyla İki Kule, serinin çoğu hayranı ve eleştirmenler tarafından ilk film Yüzük Kardeşliği’nden öne koyulmaktadır. Filmin ABD hasılatı ise 106.446.339 milyon dolar, dünya hasılatı ise 927.600.630 milyon dolardır.
THE DARK KNIGHT: 2008
Tim Burton’ın 1989 ve 1992’de çektiği iki başarılı Batman filminden sonra Joel Schumacher’ın 1995 ve 1997’de çektiği iki Batman filmi sadece gişede batmakla kalmaz sadece film hayranlarının değil çizgi roman okuyucularının ve film eleştirmenlerinin de çok büyük hışmına uğrar.
Bunların en büyük sebepleri Gotham Şehri’nin çizgi romandaki gibi karanlık ve gotik değil çok renkli, deyim yerindeyse sirk gibi yansıtılması, Val Kilmer’ın iyi bir Bruce Wayne ve Batman olmasının değil de Jim Carrey – Tommy Lee Jones ikilisinin aşırı oyunculuklarının kurbanı oluşu ancak 1997’deki filmde George Clooney’nin çok kötü bir Batman performansı vermesi, Arnold Schwarzenegger’in yine fiyaskoyla sonuçlanan Mr. Freeze portresi, orijinaline hiç uymayan bir Bane karakteri ve Paison Ivy’nin de çok kötü yansıtılması nedeniyle 1997’den sonra uzun yıllar Batman beyazperdeden uzaklaşır.
Ta 2005’te yönetmen Christopher Nolan dümeni eline alana kadar. Ancak burada Nolan ilk Batman’inden değil ikincisinden bahsedeceğiz.
The Dark Knight tüm rekorları altüst etmiş, Imdb top 250’de kendine yer bulan ilk süper kahraman filmi olmasının dışında, vizyondaki ilk 9-10 haftasında bu sıralamada birinci sırada kalarak elde edilmesi çok zor bir başarıya imza atmıştır. Ki halen top 250’de dördüncü sıradadır.
Christian Bale’in 2005’teki ilk filmde çok tutan Batman performansının yanı sıra Dark Knigt’ın kesinlikle en büyük topu Heath Ledger’ın Joker’idir.
Ledger’ın Joker’e kattığı anarşist altyapı öylesine bağırlara basılır ki ona en iyi yardımcı erkek oyuncu oscarını kazandırır. Bu bir süper kahraman filminin kazandığı ilk oyuncu oscar ödülü olarak da tarihteki yerini alır. Ledger’ın film vizyona girmeden kısa süre önce hayatını kaybetmesi de The Dark Knight’ı çizgi roman uyarlamalarında başka bir yere koyar. Filmin ABD toplam hasılatı ise 533.345.358 milyon dolar, dünya hasılatı ise 1.003.045.358 milyar dolardır.
X2: 2003
X2 (X-Men) 2, ilk filmden 3 yıl sonra 2003 yapımıdır. 2000’ler süper kahraman filmleri için çok önemlidir.
Günümüzdeki aşırı endüstriyelleşmiş süper kahraman filmleri 2000’deki ilk X-Men ve 2002’deki ilk Spider-Man ile yükselişe geçen bu filmler arasındaki en önemlilerinden biri de X2 (X-Men) 2’dir.
Yönetmen koltuğunda ilk filmdeki gibi Byran Singer’ın yer aldığı X-Men 2’nin en önemli yanı çok başarılı çekilen aksiyon sahneleri, Wolverine’in ilk filmden sonra daha çok ön plana çıkması ve Hugh Jackman’ın günümüzdeki Wolverine karakteriyle olan bütünleşmesinin ve sinema seyircisi tarafından benimsenmesinin yaşanmaya başladığı ilk film olmasıdır.
Görsel efektlerin de oldukça yerinde olduğu ikinci filme eklenen başka yeni karakterlerin kendi yan hikayelerinin de filme çok iyi yedirilmesidir. Bu karakterlerin içinde kuşkusuz ki usta tiyatrocu Brian Cox’un canlandırdığı William Stryker karakterinin senaryo içindeki yer çok önemlidir. Senaryo olarak da X2 oldukça ön plana çıkar ve Wolverine ile Stryker arasındaki bağ, günümüzle çok başarılı bir şekilde bağlanır.
2 saat 14 dakika gibi süper kahraman filmleri için o dönemde oldukça riskli derecede uzun olmasına rağmen film bütün bunların üzerinden başarıyla kalkmıştır. Filmin ABD toplam hasılatı ise 214.949.694 milyon dolar, dünya hasılatı ise 407.711.549 milyon dolardır.
SPIDER-MAN 2: 2004
Spider-Man serisi kuşkusuz ki süper kahraman filmleri açısından en önemli seridir. 2000’lere geldiğimizde düzenli olarak 2-3 yılda bir süper kahraman filmi çekiliyordu ve bunlar çok büyük bir heyecanla beklenerek büyük başarılara ulaşıyorlardı. Bu furyayı 2002’de çekilen ilk Spider-Man’in başlattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Onun da öncesinde 2000 yılında çekilen ilk X-Men’in. Ancak Spider-Man serisinin en önemli tarafı bu filmleri en azından ülkemizde daha görünür hale getirmesiydi çünkü Spider-Man Türkiye’de X-Men’den çok daha fazla bir popülariteye sahipti.
İlk filmin büyük başarısından 2 yıl sonra 2004’te çekilen Spider-Man 2, büyük başarılara imza atarak ilk filmi oldukça geride bırakır ve 2000’lerde bunu başaran nadir devam filmlerinden biridir. Bundaki en büyük etken uzun süren dövüş sahneleri, daha uzun süre ve usta aktör Alfred Molina’nın göz kamaştırıcı Dr. Octovius performansıdır. Kendisi de geçtiğimiz yıllarda yaptığı bir açıklamada “Yer aldığı tek çizgi roman uyarlaması olan Spider-Man 2’de canlandırdığı Octopus karakterini hiç unutmadığını, günü geldiğinde yeniden canlandırmak isteyebileceğini” açıklamıştı. Filmin elde ettiği ABD hasılatı 373.585.825 milyon dolar, dünya hasılatı ise 783.766.341 milyon dolardır.
PIRATES OF THE CARIBBEAN: DEAD MAN’S CHEST: 2006
Pirates of the Caribbean: Dead Man’s Chest, ilk filmden 3 yıl sonra 2006’da vizyona girer. İlk filmdeki muazzam performansından sonra Johnny Depp’in Jack Sparrow olarak geri döndüğü bu devam filmi, 2000’lerde 1 milyar dolar sınırını ilk film olarak adını sinema tarihine yazdırır.
En iyi görsel efekt dalında da oscar kazanan Dead Man’s Chest’in bu başarısının kuşkusuz yeni gelen karakteri Davy Jones’u büyük başarıyla canlandıran usta oyuncu Bill Nighy’dir.
Oyunculuğuyla sinema tarihinin en karizmatik ve sevilen kötü korsan karakterlerinden birine, hatta belki de en iyisine hayat veren Bill Nighy, üçüncü filmde de Jones’u canlandırmaya devam eder. Filmin ABD hasılatı 423.315.812 milyon dolar iken dünya hasılatı ise 1.066.179.725 milyon dolardır.
MAD MAX 2: THE ROAD WARRIOR: 1981
Post-apokaliptik bir dünyada geçen ilk Mad Max filminden iki yıl sonra 1981’de vizyona giren Mad Max 2: The Road Warrior, 2015’te tüm dünyayı kasıp kavuran ve eski hayranlarını da kendine hayran bırakan Mad Max: Fury Road’a en yakın film olmasıyla bilinir.
İlk filmden sonra çıtayı çok yükseğe taşıyan Road Warrior’da da Max rolünde döktüren Mel Gibson, 1985’teki üçüncü filmle seriye veda etmeden önce bu filmdeki performansıyla sektörde çok büyük yerlere geleceğinin sinyallerini verir. Bütün serinin yönetmeni George Miller’ın da serinin bu filmiyle o dönemde zirveyi gördüğünü söylemiş olursak yalan söylemiş olmayız. Yalnızca 2.527.864 milyon dolara mal olan film, hem Amerika’da hem de dünyada 23.667.907 milyon dolar hasılat getirerek çok büyük başarı elde eder.
LETHAL WEAPON 2: 1989
Yayınlandığı 1987’de fırtına gibi esen ve özellikle 80’lerin ortalarıyla başlayıp 90’lara kadar gelen buddy-cop (ortak-polis) filmlerinin zirve serisinin ilk filmi Lethal Weapon’dan iki sene sonra çekilen Lethal Weapon 2, Mel Gibson&Danny Glover ikilisinin müthiş uyumu, durdurak bilmeyen doyurucu aksiyon sahneleri, komedisiyle özellikle serinin hayranları tarafından 4 filmin en iyisi olarak anılır.
Aksiyon sinemasının yaşayan efsane yönetmeni Richard Donner’ın ikinci kez yönetmen koltuğunda oturduğu serinin ikinci filmi 20.388.800 milyon dolara mal olmuş olmasına rağmen Amerika’da 147.253.986 milyon dolar.
Dünyada ise 227.853.986 milyon dolarlık hasılat elde ederek dönemine göre ulaşılması oldukça zor bir başarı elde eder.
TERMINATOR 2: JUDGMENT DAY: 1991
1984 yapımı kült film The Terminator’ün büyük başarısından yıllar sonra çekilen devam filmi Judgment Day, The Godfather Part II, The Lord of the Rings: The Two Towers ve The Dark Knight ile beraber gelmiş geçmiş en iyi devam filmi olarak görülmektedir.
En iyi devam filmleri sıralamalarında kendine hep en üst sıralarda yer bulan Judgment Day, çekildiği döneme göre içerdiği müthiş teknoloji, koltuklara çivileyen aksiyon sahneleri…
Arnold Schwarzenegger, Linda Hamilton, Edward Furlong’un yanı sıra özellikle Amerikan sinemasının en iyi kötü adamlarından biri olarak görülen T-1000’i canlandıran Robert Patrick’in duygusuz soğuk bakışlarıyla adeta bir fenomene dönüştüğü Terminator…
2: Judgment Day, ilk filmin hiç oscar alamamasına karşın tam 4 dalda oscar alarak da nasıl büyük bir devam filmi olduğunu ispat etmiştir.
Ayrıca günümüzün en moda görsel efekti olan CGI’nın da kullanıldığı ilk film olmasından dolayı da yeri ayrıdır ve kendisinden sonra gelen yüzlerce hatta binlerce filmi etkilemiş, halen de etkilemeye devam etmektedir.
