ABD başkanı Trump Japonya seyahati sırasında verdiği röportajda, “ABD’nin askeri teçhizatını Japonya’dan satın alınması bizim için iş; Japonya için güvenlik sağlar” dedi.
Donald Trump, Rejim’i Asya gezisinin ikinci gününde “uygar dünyaya yönelik bir tehdit” olarak nitelendirdi. “ABD yapımı askeri teçhizata yönelik yoğun Japon siparişleri, Kuzey Kore balistik füzelerinden gelen tehdide karşı koymada yardımcı olacak.” dedi.
-
- Donald Trump Tokyo’daki Akasaka Sarayı’nda düzenlediği basın toplantısında Shinzō Abe ile el sıkışıyor. Fotoğraf: Kiyoshi Ota / AFP / Getty Images
Kuzey Kore, son aylarda Japon Hokkaido Adası üzerinde iki füze testi başlattı ve Japonya’yı denize dökmekle tehdit etti. Japonya Başbakanı Shinzō Abe ile Tokyo’da gerçekleşen basın toplantısında Trump, Japonya’nın füzeleri vurması gerektiğini ve füze savunması satın almanın hem ABD ekonomisini hem de Japon güvenliğini artıracağını söyledi.
Trump, ” Abe, Amerika Birleşik Devletleri’nden çok sayıda ekipman satın alarak gökyüzünde füzeleri ateşleyecek” dedi. “Abe’nin olması gerektiği gibi büyük miktarlarda askeri teçhizat alıyor olması oldukça önemli bir adımdır.” dedi.
“Şimdiden en iyisini yapıyoruz … bizim için iş; Japonya için emniyet.”
Trump, ABD’nin, askeri kuvvetleri de dahil olmak üzere tüm seçeneklerini kullanarak Kuzey Kore’nin nükleer ve balistik füze programlarına karşı koymayı düşündüğünü ve lider Kim Jong-un’u tanımlamak için zaman zaman “provokatif ” sözcük seçimleri savunduğunu söyledi.
Trump, Kim’i “küçük roket adam” olarak nitelendirdi. ABD ve müttefikleri, kendilerini savunmaya zorlandıysa Kuzey Kore’yi “tamamen yok etmek” ile tehdit etti.
Trump, “Bazıları benim hitabetimin çok sert olduğunu söylüyor ancak son 25 yılda zayıf söylemlerle neler olabileceğini de gördük” dedi ve ekledi: “Önceki ABD yönetimlerinin tercih ettiği stratejik sabır döneminin sona erdi!”
Trump’ın nükleer kriz hattına verdiği desteği tereddütsüz hale getiren Abe, daha önce Pyongyang’daki rejimle anlaşma yapma çabalarının başarısız olduğunu belirtti.
“Her zaman, Kuzey Kore vaatlerini bozdu, kendisine nükleer silah geliştirme çalışmaları için zaman tanıdı” dedi. “Hatır için görüşme, görüşmeden sayılmamalıdır. Şimdi Japonya ve ABD’nin mümkün olan tüm yolları kullanarak Kuzey Kore üzerinde maksimum baskı uygulayama zamanıdır.” dedi.
Abe, yaptırımların Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilmesinin ardından Çin’in uyguladığı baskıyı memnuniyetle karşıladığını söyledi ve şunları ekledi: “Kuzey Kore’nin nükleer silah geliştirme çalışmalarını sona erdirmesinde Çin’in daha büyük bir rol oynaması gerekiyor.”
ABD ve Japonya’nın %100 birlikte olduğu hususundaki söylemlerini yinelercesine “Japonya, tüm seçenekleri masaya yatırdığını söyleyen Başkan Trump’a destek veriyor.” dedi.
Eski ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Pazartesi günü yaptığı açıklamada, Trump’un Kim ile yaşadığı anlaşmazlığın kişiselleştirilmesinin yalnızca pozisyonların sertleşmesine ve çözüm bulunmasını zorlaştırdığına dair uyarıda bulundu.
Londra’da bulunan Chatham House’da, Obama yönetiminin ikinci döneminde üst düzey bir diplomat olan Kerry, Trump, Eylül ayında Birleşmiş Milletler’e bir adres gibi göstererek “tamamen imha etmek” ile tehdit ettiği Kuzey Kore’ye nükleer silahları kullanması için iyi bir sebep verdiğini belirtti.
Diplomasi ısrarı bitmedi, Trump bu hafta Pekin ziyaretinde, Çin’i ikna etmenin, Kuzey Kore’nin müzakere masasına oturmasının ve iki tarafın da askeri harekatlarını durdurmasını kabul etmek için birçok seçeneğin olduğunu söyledi.
“Kuzey Kore’yi etki edebilecek her arabanın, kamyonun ve uçağın yakıtının %100!ü Pekin’den gelmekte” dedi.
“Pekin, evrendeki tüm olasılıkları Kuzey Kore’ye daha fazla baskı yapmak için elinde bulunduruyor. Bazı insanlar, rejimin dağılması ve yarımadanın istikrarı konusunda endişe duyduklarını söylüyor. Patlama noktasında değiliz; Çin baskı yapmak için her türlü araç gereç ve imkanlara sahiptir. ”
Aylar sonra iptal edilen görüşmelerin ardından, Trump, Pazar günü Kim ile görüşmelere açık olabileceği önerisinde bulundu. Verdiği basın toplantısında gazetecilere masaya oturabileceğinin sinyallerini veren Trump, “Bunun güçlülük veya zayıflıkla alakası olduğunu düşünmüyorum, uzlaşmacı tavırların kötü yorumlanması fikrine katılmıyorum ” dedi. Sözlerine, “Konuyla alakalı açık olacağım ve bu durumun nereye gideceğini hep birlikte göreceğiz, henüz bir öngörüde bulunmak için erken” diyerek devam etti.
Kasım ayında Kim’in “haydut” ve “köstebek” olarak nitelendirdiği Trump’a bir başka kişisel saldırı ile devam etti. İktidardaki İşçi Partisi gazetesi olan “Rodong Sinmun”, ABD başkanını “Beyaz Saray’ın çılgın yaşlısı” olarak nitelendirdi ve olası bir nükleer savaşın ne zaman tetikleneceğini söylememin mümkün olmadığını yazdı.
Trump ve Abe Pazartesi günü erken saatlerde, 1970’li ve 80’li yıllarda Kuzey Koreli casusları tarafından kaçırılmış Japon vatandaşlarının yakınları ile bir araya geldi
Trump, “Aile üyeleri, kızları, eşleri, kardeşleri, amcaları, babalar hakkında oldukça üzücü hikayeleri duyduk – duyduğumuz çok, çok üzücü hikayelerdi” dedi.
Yakınlar arasında 1977’de henüz 13 yaşındayken Kuzey Kore’ye kaçırılan Megumi Yokota’nın annesi Sakie Yokota da vardı.
Trump, “Hiç kimse böyle bir zulme maruz kalmamalı ve hiçbir ebeveyn 40 yıl boyunca acı çekmemeli” dedi..
Japon hükumetinin resmi kayıtlarında yer alan “kaçıranlar listesi”nde yer alan on yedi kişiden beşinin Pyongyang’da Japonya Başbakanı Junichiro Koizumi ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasında düzenlenen bir zirveden sonra 2002 yılında geri dönmesine izin verildi. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, o tarihte kaçırılan kişilerin sekizinin öldüğünü ve dört kişinin ülkeye hiç girmediğini iddia etti.
Trump, “Eğer Kim Jong-un geri kalanları ülkelerine dönmesine izin verirse bu muazzam bir sembol olur. Bunu yaparsa bu bazı özel şeylerin başlangıcı olur. Aileler sevdiklerinin hayatta olduğunu düşünüyor ancak bundan emin olamıyorlar… Bu durumu yalnızca daha zorlu hale getiriyor.” dedi.
Siyasi kariyerinin büyük bir kısmında kaçırma meselesine mesai harcayan Abe, bekleyen ailelerin “oğullarını, kızlarını ve yakınlarını kollarına almasını sağlayana kadar dinlenmeyeceğini söyledi.