Pazartesi, Aralık 9, 2024

Sürece İnanmak

Yeniden başlamak ve her şeyi yeniden inşa etmek;

Yazının henüz başındayken ilk bakışta birbirine oldukça yakın gibi gözüken bu iki söz grubunun aslında anlamca nasıl ayrıldığına değinmemiz gerek.

Sporda her zaman en iyi olan kazanmaz. Belki de sporu bu kadar güzel ve romantik yapan da budur. Bazen şans bazen şanssızlık bazen ise bir anlık küçük bir hata daha iyi olanın yazgısını olumsuz yönde etkiler. İşte tam bu anda yapılması gereken tek şey ayağa kalkmak ve yeniden başlayıp tekrar denemektir. 2012-2013 NBA sezonu sonrası Philadelphia 76’ers’ın durumunda bu seçenek izlenecek en doğru yol olmasa gerek…

Bir önceki sezon son sıradan elde ettiği Playoff biletiyle normal sezon liderini eleyen Philadelphia konferans yarı finalinde Celtics engeline takılmıştı. Yaz döneminde Andre İguadala ve Lou Williams takımdan ayrılmış ve devam eden sezonda ise Playoff yarışının dışında kalınmıştı. Ellerinde Jrue Holiday, Thaddeus Young ve Evan Turner ile psikolojik bir vaka olarak ele alınabilecek Nick Young(1) gibi franchise oyuncusu olmaktan çok uzak sıradan parçalar dışında hiçbir şey yoktu. İşte bu ahval ve şerait içinde göreve gelen Genel Menajer Sam Hinkie’nin görevi ise yeniden başlamak değil, tüm takımı yeniden inşa etmekti. Ama bu süreç yeniden başlamak gibi geceden sabaha olacak bir iş değil.

Ünlü basketbol yorumcusu Kaan Kural’ın deyimiyle NBA dünyanın en kapitalist bölgesinde dünyanın en sosyalist düzeni. Takımlar arasında dengeyi sağlamak için muhteşem enstrümanları var. Bunlardan en önemli ikisi ise Salary Cap ve Draft uygulamaları. Sam Hinkie de yeniden inşa sürecinde bunlardan sonuna kadar faydalandı. Ellerindeki vasat üzeri bütün parçaları gelecek yıllardan draft hakları karşılığı elden çıkardılar. Cap uygulaması dolayısıyla elleri rahat olmayan takımların dolgun kontratlarını yine draft haklarıyla beraber kolayca kabul ettiler. Bu süreç tabi ki kolay olmadı. Yeniden inşa için gerekli draft haklarını elde etmeye çalışırken rekabetten uzaklaştılar. Öyle ki NBA’deki en ateşli seyircilerden olan 76’ers seyircisi bile Türk futbolu deyimiyle adeta tribünlere küstü. Organizasyon sonraki üç sene 19, 18 ve 10 galibiyet elde edebilirken sosyal medyada da birçok espriye konu oluyordu. Hatta “Did sixer win?” yani “Sixers kazandı mı?”  isimli Twitter hesabı neredeyse her Phily maçından sonra sadece “NO” tweet’i atarak hatırı sayılır sayıda takipçi kazandı. Bu durumda Sam Hinkie taraftarıyla barışmanın yolunu açan bir motto yarattı: Sürece inanın.

Sürece İnanmak

 

TÜM bu üç yıllık yeniden inşa sürecinde en zor iş yeni yapının temellerini atabilecek uygun ortamı hazırlamaktı. Hinkie’nin en büyük başarısı da bu oldu: Takımları Amerikan spor tarihinin en kötü takımlarından biri olsa da taraftarları sürece inandırabilmek…

Geride bıraktığımız draft gecesinde Boston Celtics’ten takas ile eline geçirdiği 1.Tur 1.Sıra seçim hakkıyla Markelle Fultz’u seçen Philadelpia, sonunda istenen çekirdeği elde etmiş gözüküyor. “The Process” lakaplı dev yıldızları Joel Embiid kendilerine güzel bir lakap buldu bile: The FEDS are coming” yani “Federaller geliyor”.

Her ne kadar geçtiğimiz sezon Sam Hinkie koltuğunu Bryan Colangelo’ya kaptırsa da sürece güven her zamankinden fazla hale gelmiş durumda. Taraftar bu yaz kombine biletlere hücum ediyor. Lakin…

Hinkie ile başlayan 76’ers yapılanması çok doğru bir zemine yapılsa da yapının temelleri konusunda büyük endişeler ortaya çıktı. Geçtiğimiz haftalarda takımının yaz liginde Golden State Warriors’la karşı karşıya geldiği maçta sakatlanan yeni süper star adayı Markelle Fultz sürece inanları büyük bir şüpheye sürükledi. Her ne kadar ağır ve uzun bir sakatlık olmasa da Sixers taraftarlarını korkutan şey yaşadıkları dejavu

Joel Embiid, Ben Simmons ve Markelle Fultz NBA’in gidişatını etkileyebilecek derecede yetenekli oyuncular ancak sakatlık geçmişleri hiçte iç açıcı değil. Öyle ki Embiid draft edildikten sonraki 2 sezon, Ben Simmons ise ilk sezonunda tek bir maç dahi oynayamadı. Her ne kadar bu yaz sakatlıklarından tamamen kurtulsalar da özellikle Embiid’in ne kadar sağlıklı kalabileceği son derece belirsiz. Çünkü temponun artıp oyunun hızlandığı modern basketbolda oyuncunun bacaklarının dev vücudunu sağlıklı bir şekilde taşıyıp taşıyamayacağı soru işareti. Nitekim Nijerya asıllı “The Process” bu yıl çaylak sezonunda süperstar performansı gösterse de sezon boyunca 31 maçta  oynayabilirken bu karşılaşmalarda ortalama  yalnızca 25.4 dakika parkede kalabildi. Dolayısıyla Fultz’un yaz liginde yaşadığı sakatlık taraftarlar arasında son derece büyük bir endişeyi yeniden uyandırdı. Neyse ki Markelle Fultz’un ciddi bir sağlık problemi yok. Kendisinden sonra draft edilen Lonzo Ball ve Jason Tatum yaz liginin tozunu attırırken o da sürecin diğer parçaları gibi sezon başına hazır olmaya çalışacak. Önümüzdeki sezon ne kadar sağlıklı kalabilecekler bunu da bizlere zaman gösterecek.

Tüm bu süreç boyunca Şebnem Ferah’ın meşhur şarkısında söylediği gibi sil baştan başladı Sixers, taraftarlar sil baştan sevdi. Bütün bu sakatlık geçmişine rağmen üç süper star adayının yetenek tavanı ile Dario Sariç, Richaun Holmes, Amir Johnson ve JJ Redick gibi çok önemli görev adamları birlikte düşünüldüğünde hala sürece inanmak için yeterli sebepleri var.

Peki Ya Siz? Bu Sürece İnanıyor Musunuz?

***Dipnot: Milli takımımızın genç yıldızı Furkan Korkmaz’ da bu yaz Sürecin bir parçası oldu. 76’ers takımıyla NBA Yaz Ligi’nde sahne alan Furkan, aldığı süre ve teknik ekibin beklentilerini göz önünde bulundurursak, normal sezonda da önemli süreler alabilir.

Related Articles

1 YORUM

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -

Son Yazılarımız