Yazan: Mustafa Nazım
Muhtemelen başlığı okuyunca gözünüzün önüne gelmiştir hangi bina olduğu. Hani şu bir adet fotoğraf makinesi ve minimum bir adet insanla sabahtan akşama kadar genelde turistler tarafından taciz edilen bina. Poşet geçireni mi ararsın, sarılanı mı, uçan tekme atanı mı ararsın, boğmaya çalışanı mı. Bu davranışların psikolojik temeli ayrı bir başlık zaten. Gerisi sizin hayal gücünüzde…
Son dönemlerde sosyal medyanın da şahlanışıyla birlikte, bir check-in imgesi olarak kullanılan bu binanın mimarisi ve tarihiyle ilgili bir tutam bir şeyler anlatmak isterim. Baktığınız yerlerin, mekanların bugüne kadar neler yaşadığını, hangi fikirlerle ortaya çıktığını, içinde veya dışında nasıl bir yaşam olduğunu bilmek görmemizi sağlar.
Fred and Ginger ismiyle de bilinen yapı Prag şehrinin merkezinde, yoğun yapılaşmanın bulunduğu Vltava Nehri’nin yanında bulunuyor. Yapının bulunduğu alan ikinci dünya savaşında Amerikan bombardımanı sonucu yıkılan bir neo-rönesans yapısının kalıntılarıyla 1960’lara kadar gelmiş. Böyle bir bilgi şu an için gereksiz duruyor olabilir, lakin birazdan yapının oluşumunu ve sonrasında gelişen olayların nasıl ironik bir hal aldığını göreceğiz hep beraber. Daha sonra kalıntılar toplanmış ve 1980’lerin sonuna kadar boş bir alan olarak kalmış.
1989’da Çekoslovakya, Kadife Devrimi sonunda komünizmin son bulduğu, demokrasiyle seçilen ilk cumhurbaşkanını, Vaclav Havel’i seçiyor. Bu adam önceden Dans Eden Evin’ın bulunduğu alanın yakınında oturuyormuş. Başa gelince o alanı değerlendirmek ister ve dönemin Çek-Hırvat mimarı Vlado Milunic’i görevlendirir. ING Bank’ın o alana merkez kurmak istemesi ve sonsuz sermaye sağlanması sonucu Başkan Havel, Milunic’e şehrin silüetini ve tarihini yansıtacak bir tasarım düşünülmesini, lakin bunun ünlü bir mimarla beraber ortaya çıkarılmasını ister. Jean Nouvel alanın küçüklüğü nedeniyle Milunic’in teklifini reddederken, agresif ve karşı tasarımları, bununla birlikte beyin yakan eskizleriyle kült tasarımcı Frank Gehry teklifi kabul eder. Gehry ve Milunic konsepti düşünürlerken, dramatik bir tasarım yapılması ve içinde zıt iki elementin soyutlaması kararını alıyorlar.
Bir kadın ve bir erkek… Dans eden bir çift… Kadife Devrimi sonucu komünizmden demokrasiye geçişi kutluyorlar. Dans eden çiftin isimleri Fred Astaire ve Ginger Rogers. Hollywood’un ünlü step dansçıları. 1945’te Amerikanın bombaladığı alanda, Amerikalı dansçılar Fred ve Ginger step dansıyla komünizmin bitişini kutluyorlar. Frank Gehry, daha sonra kendi fikri olan Fred ve Ginger yakıştırmasını ‘Amerikan edebiyatını Prag gibi bir şehire getirmek uygunsuz.’ söylemiyle eleştiriyor. Bütün bunların yanı sıra demokrasi söylemiyle desteklenen bu tasarımın inşaatı devam ederken Çekoslovakya 1993’te, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya olarak sorunsuz bir şekilde iki ayrı ülkeye bölünüyor.
1996’da tamamlanan yapı dönemin sanatçıları tarafından çevrede bulunan art-noveau yapılarla oluşturduğu bağlam hususunda ciddi problemleri barındırdığı yönünde eleştirilse de, 21. yüzyılın başlarında dekonstrüktivist tarzıyla Gehry, bu tasarımından dolayı büyük takdir topluyor.
Tasarım fikrinin oluşumu ve soyutlama biçimiyle beraber çevreyle oluşturduğu kurgu her zaman için tartışmaya açık olan bu yapının günün birinde yanından geçecek olursanız, daha farklı görmeniz dileğiyle… 🙂