Yazan: Merve Nazım
Saroo, Hindistan Khandwa’da dünyaya gelmiş üç çocuklu yetim bir ailenin çocuğudur. Annesi kömür toplayarak az da olsa para kazanmaya çalışan yalnız bir kadındır. Her ne kadar büyük oğlu Guddu’nun çalışmasını istemese de Guddu çalışıp annesine yardım etmektedir. 1986’da Guddu yine çalışmak için evden çıkarken Saroo’nun peşine takılmasıyla deyim o ki tüm hayatları değişir…
Guddu, kardeşi Saroo’nun ısrarları üzerine onu da yanına alır. Meşhur Hindistan trenlerine binerek günün sonunda çalışmak için çıktıkları istasyonda inerler. Saroo’nun bulunduğu yaşı hesaplayamayan abisi kucağında uyuya kalan kardeşini tren istasyonunda bir bankın üzerine bırakarak orada kendisini beklemesini söyler. Bir süre sonra Saroo uyandığında kocaman istasyonda tek başına olduğunu görür. Abisine seslense de etrafta gördüğü tek şey boş trenlerdir. Daha sonra vagonlardan birine girer. Sabah uyandığında ise yanında ne abisi ne de başkası vardır. Tek başına iki günlük yolcuğun ardından kendisini evinden uzak Batı Bengal/Kalküta’da bulur.
Ve Saroo’nun 25 yıllık kayıp hikayesi tam olarak burada başlamıştır. Günlerce sokaklarda aç kalan Saroo, onu satmak isteyen bir kadının eline bile düşmüştür. Saroo’yu sokakta aç şekilde bulan bir genç onu karakola götürse de Saroo yaşadığı yeri (Ganesh Talai) Ganestlay olarak hatırlar. Yetimhaneye yerleştirilen ve Kalküta gazetelerine çıkan Saroo 15 milyon kişi tarafından okundu fakat hiçbir cevap alınamadı. Çok sürmeden Avustralya’lı John ve Sue Brierly çifti Saroo ve bir Hintli çocuğu evlatlık edinir. Oraya gitmeden önce yetimhanede kendisine İngilizce kelimeler ve yemek yeme adabı gibi şeyler öğretilir. Artık Saroo üzerinde Tasmania yazan t-shirt’yle Avustralyalı bir ailenin çocuğu olmuştur.
25 yaşlarına geldiğinde tanıştığı Hintli bir grup arkadaşlarının evinde geçmişinden bir anıyı tekrar yaşıyor ve kayıtlara geçen Kalküta’dan gelmediğini hatırlıyor Saroo. Ailesini bulmak için bir takım araştırmalara başlar. Günler süren araştırmada abisinin son hali hep gözünün önündedir. Tabii burada Google Maps mucizesini de görmezden gelemeyiz. Umudunu kaybetmiş bir şekilde Google Maps’te dolanırken birden bire çocukluğunda abisiyle yürüdüğü yolları hatırlamaya başlar. Çocukken eve koşarak gittiği yolları geçtiği sokakları, kanalları hatırlar. Ve yıllarca Ganestlay diye hatırladığı yerin aslında Ganesh Talai olduğunu görür. Hiç zaman kaybetmeden Hindistan’a gider. Yaşadıkları yere oturdukları eve gelir fakat kimseyi bulamaz. Nihayet, orada yaşayan bir çiftin yardımıyla annesine ve kardeşine tüm sokağın önünde kavuşur. Gözyaşları içinde özür dileyen Saroo abisi Guddu’yu sorunca annesi ağlamaya başlar ve ‘o artık tanrının yanında’ der. Saroo ailesini her ne kadar bulmuş olsa da Guddu’nun yokluğu onu çok derinden etkiliyor.
Saroo’nun annesi umudunu hiç kesmediğini ve oğlunu her gün kaybolduğu yerde beklediğini söylemiştir. Oğlunun dönüşüne “Yıldırım çarpmış gibi şaşırdım ve mutluluğum bir okyanus kadar derin” demiştir.
Saroo 12 Şubat 2012’de Ganesh Talai’ye geri döndü. Onca yıl boyunca 5 yaşındaki bir çocuğun diliyle kendi adını yanlış söylediğini öğrendi. Gerçek adı ‘Sheru’dur. Anlamı da ‘Aslan’…
Dipnot: Abisi Guddu, Saroo’nun kaybolduğu gece, perondan uzak olmayan bir yerde tren çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir.
Not: Saroo Hayatını anlatan bir de kitap çıkarmıştır: ‘A Long Day Home’
Kitap filme de uyarlanmıştır. ‘Lion’. Film Oscar’da bir çok dalda ödül kazanmıştır.