18. ve 19. yüzyıllarda aşıklar birbirlerine olan sevgilerini göstermek için gözlerinin resmini yaptırıp kalplerinin üzerinde taşırlarmış. “Lover’s Eye – Sevgilinin Gözleri” diye anılan bu gelenek özellikle Avrupa’da çok yaygınmış.
Lover’s Eye geleneği 18. yüzyılda, Galler Prensi IV. George’un Maria Fitzherbert’e olan aşkını bu şekilde göstermesiyle başlar. Kral olacak olan prens, rivayete göre Maria’yı ilk defa bir operada görür ve ona aşık olur. Fakat Maria, onu sürekli reddeder.
Asla vazgeçmeyen George, Maria onu reddettiği için iki kere intihar eder. Hikayeye göre bu girişimlerin birinde George, Maria’ya eğer onunla evlenmezse onun gözleri önünde kendisini kalbinden bıçaklayacağını söyler ve Maria istemeye istemeye bu teklifi kabul eder. Ancak bu evlilik gerek George’un başından iki evlilik geçmesi, gerekse dinlerinin farklı olması sebebiyle kraliyet çevresinde pek kabul görmez. Ve Maria, George’u terk eder.
Ayrılmalarına rağmen George, Maria’dan vazgeçemez ve sonunda 3 Kasım 1785’de Maria’ya bir mektup yazarak tekrar evlenme teklifi eder. Fakat bu sefer teklifini yüzük yerine Richard Cosway’e yaptırdığı kendi gözünün resminin bulunduğu bir hediyeyle yapar. Bu hediyesini de teklifini yaptığı mektubunun içine koyar.
Maria, George’un teklifini, bu sefer intihar ederim gibi tehditler olmadan, kabul eder. İkili 15 Aralık 1785’de tekrar evlenir.
“Lover’s Eye – Sevgilinin Gözleri” geleneği de böylece başlamış olur.
Günümüze de bu geleneğe ait binlerce eser ulaşır;