2011 yılından bu yana bir çok platformda yan yana fotoğraf vermekten dahi çekinen Türkiye ve BAE arasındaki hava değişmiş görünüyor. Yaklaşık 10 yıldır hemen her konuda karşı karşıya gelen iki ülke liderleri arasında geçtiğimiz günlerde görüşme bir gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE veliaht prensi Sheikh Muhammed bin Zaid el–Nahyan’ı ağırladı. 10 ayrı anlaşmanın imzalandığı bu görüşme sadece iki ülke arasındaki ilişkiler açısından değil aynı zamanda bölgedeki dinamiklerin okunması açısından da oldukça önemli.
Taraflar Arasında Gerginlik
Taraflar arasındaki ilk büyük gerginlik, 2013 yılında Mısır’daki askeri darbeyle beraber başladı. Türkiye, Mısır Cumhurbaşkanı Mursi’ye yapılan askeri darbeyi sert bir dille eleştirirken, Birleşik Arap Emirlikleri ise askeri darbenin lideri Sisi’yi desteklemişti. İki ülke daha sonra Libya ve Sudan’da da karşı karşıya geldi.
2016 ve 2017 yıllarında ise AK partiye yakın medya kuruluşları BAE Washington Büyükelçisine ait olduğu iddia edilen maillere ve orta doğuda karanlık işleriyle bilinen ayrıca o dönem BAE’ye yakın olan Muhammed Dahlan’ın faaliyetlerine dayanarak BAE’nin 15 temmuz darbe girişiminin finansörü olduğunu iddia etmiş bu durum iki ülke arasında gerginliğin daha da artmasına neden olmuştu. BAE’nin Güney Kıbrıs ve Yunanistan ile beraber askeri tatbikatlara katılması iki ülke arasındaki gerilimi üst boyuta taşımıştı.
İki ülke arasındaki gerginliğin önemli bir nedeni de Müslüman Kardeşler, BAE’nin doğal düşmanı konumundaki Müslüman kardeşlerin yayın merkezinin Türkiye olması BAE’ye yakın kaynaklarca geçtiğimiz 10 yıl boyunca sık sık eleştirildi.
TÜRKİYE-BAE İLİŞKİLERİ DÜZELİYOR MU?
Trump yönetimiyle iyi ilişkilere sahip olan Körfez ülkeleri, Biden hükümetiyle aynı ilişkileri geliştiremediler. Nitekim, Biden yönetiminin Körfez ülkelerini yalnız bırakma veya Körfezdeki üslerinden çekilme ihtimali dahi kimi çevrelerce dile getirildi. Bu gelişmelerle beraber bölge ülkelerinin farklı politika arayışına girdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
BAE özelinde bakıldığında son yıllarda yeni bir diplomasi hamlesine kalkıştığı görülüyor. 2020 yılında çok ses getiren İbrahim anlaşmalarıyla İsrail ile yeni sayfa açan BAE, Suriye ile de ilişkileri geliştirme amacında.
Veliaht Prens Muhammed el-Nahyan’nın Ankara ziyaretinden yaklaşık 10 gün önce BAE Dış İşleri Bakanı aynı zamanda Veliaht prensin kardeşi olan Abdullah el-Nahyan Şam’a giderek Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile görüştü. Her ne kadar BAE 2018 yılında Şam Büyükelçiliğini yeniden açsa da bu görüşme 10 yıl sonra iki ülke arasında gerçekleşen ilk üst düzey temas oldu. Diğer taraftan İran Dışişleri Bakan yardımcısı Ali Bekiri Keni Erdoğan-Nahyan görüşmelerinin gerçekleştiği günlerde BAE’ye ziyerette bulundu.
BAE diplomasi atağına kalktığı sırada bölgenin başat aktörü Türkiye’yle ilişkilerini düzeltmemesi beklenemezdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da söylediği üzere ülkeler arasında ilk temas istihbarat örgütleri üzerinden gerçekleşti. İki ülkenin de buzları eritmeye niyeti olması görüşmeleri en üst düzeye taşımışa benziyor.
BAE Sanayi Bakanı Bakanı Sultan bin Ahmed el-Jaber’in TRT’ye verdiği röportajda Türkiye’nin ‘‘Doğal Müttefik’’ olduğunu belirtmesi ilişkilerin ne derece ilerlediğinin bir kanıtı. Türkiye’de liranın durumunu göz önünde bulundurunca 2018 yılında Katar Emiri Temmim el-Sani’nin ziyareti akıllara geliyor nitekim o günlerde de Katar ve Türkiye arasında anlaşmalar imzalanmış ve dolar kuru baskılanmıştı. Kaderin cilvesi olarak, Katar Emiri’nin Türkiye’ye geldiği dönem BAE’nin de dahil olduğu 7 Arap ülkesi Katar’a ambargo uygulamış Türkiye, bölgede yalnız kalan Katar’ın yanında yer almıştı
TÜRKİYE-BAE ARASINDAKİ YATIRIMLAR NELERDİR?
Veliaht Prensin ziyaretinde öne çıkan en önemli konu yatırımlar, enerji, gümrük, limancılık, terörizmin önlenmesi ve çevre başta olmak üzere pek çok konuda taraflar arasında anlaşmalar imzalandı. Diğer taraftan Abu Dabi kalkınma fonu başkanı Hasan el–Suwaidi Türkiye’ye yatırım yapmak üzere 10 milyar dolar ayırdıklarını açıkladı. BAE’nin hali hazırda Türkiye’de finans, lojistik, limancılık başta olmak üzere pek çok sektörde yatırımları bulunuyor. BAE kökenli şirketler 2016 yılında Yarımca limanını, 2018 yılında Deniz Bank’ı satın aldı.
Dünyanın en büyük gayrimenkul şirketlerinden Dubai merkezli Emaar Properties de Türkiye’de yatırımı bulunan şirketlerden. BAE merkezli Aramex’in uzun zamandır MNG’yi almak için müzakereleri sürdürdüğü biliniyor. Diğer taraftan, BAE’nin Türk savunma sanayine yatırım yapabileceği de kulislerde konuşulanlar arasında.
Erdoğan-Nahyan görüşmesinde dikkat çeken bir ayrıntı da Şahap Kavcıoğlu’nun katılması oldu. Türkiye Merkez Bankası Başkanının toplantıya katılması swap anlaşmasının da görüşülmüş olabileceğini akıllara getirdi, Reuters’ın aktardığına göre Kavcıoğlu BAE’li yetkililerle swap anlaşması için ön görüşme gerçekleştirdi. Önümüzdeki günlerde taraflar arasında swap anlaşmasında mutabakata varıldığına dair haberler görebiliriz.
BÖLGEYİ NELER BEKLİYOR?
Orta Doğu’nun eski denklemlerinin değiştiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Müslüman Kardeşler ve Körfez ülkeleri arasında süre gelen çatışmanın Körfez ülkeleri lehine sonuçlanmış gibi gözüküyor. Gerek yaşanan gelişmeler gerek ABD’nin değişen politikaları göz önüne alındığında bölgede yeni bir döneme girildiği ortada. Yeni dönemde eskiden olduğu gibi ideolojiler öne çıkmıyor. Arap dünyasında uzun zamandır ideolojiler üzerine kurgulanan politikaların yerini ülkesel çıkarlar almışa benziyor. Bu durumda şimdiye kadar hemen her konuda beraber hareket eden ülkelerin politikalarının ayrıştığını da yakın zamanda görebiliriz.
Orta doğu için diğer önemli bir gelişme Suriye’nin 10 yıl sonra bölge ülkeleriyle normalleşiyor olması. Al-Maiden haber ajansından aktarılan habere göre Cezayir Dışişleri Bakanı Ramtan Lamamra geçtiğimiz günlerde Suriye’nin Arap Birliğine geri dönmesi gerektiğini söyledi. Şam’ın bölge ülkeleriyle normalleşmesi bununla sınırlı değil, Mayıs ayında Suudi Arabistan İstihbarat Başkanı Halid el-Humeydan, Eylül ayında Suriye Savunma Bakanı Abdullah Eyup Ürdün’ü ziyaret etti. Ağustos ayında Bağdat’ta düzenlenen İşbirliği ve Ortaklık konferansına Irak’ın Suriye’yi davet etmek istediği ancak diğer ülkelerin baskıları yüzünden davet etmediği kimi çevrelerce dile getirildi. Suriye’nin normalleşmesi bölgeyle sınırlı değil, Suriye İnterpool’e geri alındı Avrupa ülkelerinin de Büyükelçiliklerini yeniden açma niyetinde olduğu biliniyor. Şam’ın bölgede yeniden oyuna dahil olması bölgedeki denklemleri etkileyeceği muhakkak.
2 Aralık’ta bağımsızlığının 50. Yılını kutlayacak olan Körfezin küçük ama etkin ülkesi BAE önümüzdeki günlerde adından sıkça söz ettireceğe benziyor. 10 milyon nüfuza sahip ülke ekonomik gücünün yanı sıra siyasi gücüyle de bölgenin parlayan yıldızı, nitekim BAE’nin Türkiye, Mısır ve İsrail arasında arabuluculuk yapabileceği de konuşulanlar arasında.
Bölgede denklemler ve güç merkezleri değişirken diplomasi yöntemlerinin değiştiğini de gözlemlemek mümkün. Türkiye-BAE arasında ilk adım istihbarat örgütleri vasıtasıyla sağlanmıştı. Türkiye ve Mısır arasında da ilk görüşmelerin istihbarat örgütleriyle başlandığı biliniyor. Son zamanlarda sıklıkla duymaya başladığımız ‘‘İstihbarat Diplomasisi’’ kavramını önümüzdeki günlerde Türkiye-Suudi Arabistan ve Türkiye-İsrail hattında da duyabiliriz.
Türkiye-BAE arasında kurulan bu sıcak temas yakın zamanda Türkiye-Suudi Arabistan ve Türkiye-Mısır arasında da kurulabilir. Nitekim Türkiye bölgede herkesin müttefik olarak isteyeceği bir aktör