Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri

0
832
Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri

2013 yılındaki askeri darbeden bugüne maslahatgüzar seviyesinde devam eden TürkiyeMısır ilişkilerinde Mart ayının ortasından beridir sıcak gelişmeler yaşanıyor. 12 Mart’ta Dış İşleri Bakanı Çavuşoğlu’nun her iki ülkenin de ön koşulsuz diplomatik seviyede görüşmelere başladığını açıklamasıyla ilişkilerin normalleşme ihtimali konuşulmaya başlandı.

Mursi, 30 yıllık Hüsnü Mubarek rejimi yıkıldıktan sonra seçimle cumhurbaşkanı seçilmiş ve bu durum kendisini Mısır tarihinde seçimle cumhurbaşkanı olan ilk kişi olmasını sağlamıştı.

MISIR’DA DARBE VE TÜRKİYE’NİN TEPKİSİ

Bir zamanlar elFerayin gazetesinin sahibi Tevfik Ukaşa tarafından ‘‘Müslüman Kardeşlerin Askeri Konseydeki Adamı’olarak itham edilen Sisi, Mursi tarafından diğer generallere göre daha dindar olduğu için darbe yapmayacağı düşünülerek atanmıştı. General Sisi, 3 Temmuz 2013 tarihinde darbe yaptığında darbeye karşı en yüksek sesle tepki gösteren ülke Türkiye olmuş, dönemin başbakanı Erdoğan Sisi’yi ‘‘Tiran’’ olarak nitelemişti. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, diplomatik teamüllere uyarak Mısır’ın milli günü olan 23 Temmuz’da dönemin Mısır Cumhurbaşkanı Adil el-Mansur’a tebrik mesajı göndermiş ancak bu dönemin başbakanı Erdoğan tarafından tepkiyle karşılanmıştı. 2014 yılında Sisi’nin Cumhurbaşkanlığını meşrulaştırmak için gerçekleştirilen, katılımın düşük olduğu 2014 seçimlerinde Sisi Cumhurbaşkanı seçilince dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yine teamüllere uyarak Sisi’ye tebrik mesajı göndermiş, Ancak Erdoğan bu mesajı da ‘‘anlamsız’’ bularak tepki göstermişti. Sonraki yıllarda Erdoğan-Sisi arasındaki gerginlik kişisel husumete dönüşmüş bölgenin iki başat aktörü hemen her konuda yan yana gelmekten kaçınır hale gelmişti.

-Advertisement-
Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri
Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri

Mısır’ın 28’inci paralelin doğusunda son bulan Mısır’a ait 18’inci sahada ihale duyurusunda bulunurken Türkiye ve Libya UMH arasında yapılan anlaşmanın belirlediği sınırları dikkate alarak ihale sahalarını belirlemesi Yunanistan’ı tedirgin etmiş ve Yunanistan Dışişleri Bakanı ihale duyurusunun ardından Kahire’ye gitmişti. Türk basını tarafından bu durum jest olarak yorumlandı ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu iki ülke arasında ‘‘koşulsuz diplomatik’’ görüşmelerin başladığını açıkladı. Ancak Türkiye’nin bu açıklamalarına karşın Mısır tarafından görüşmelere ilişkin daha temkinli açıklamalar geldi, Mısır Dışişleri Bakanı Sameh Şukri ‘‘Söylemlerin eylemlerle desteklenmesi gerektiğini’’ belirtti. Sisi yönetimine yakın elVatan gazetesi yayın müdürü Ahmed el-Khatib Facebook sayfasından Mısır yönetimin diplomatik görüşmeler için 10 şartı olduğunu iddia etmişti.

El-Khatib’in Sisi yönetiminin talimatı üzerine mi yoksa kulis bilgilerini derleyerek mi bu yazıyı yazdığı bilinmez ancak söz konusu 10 şartı incelemek Türkiye-Mısır ilişkilerinin dinamiklerini görmek için faydalı olacaktır.

1- İki ülke arasında Uluslararası Hukuk kuralları olmadan deniz sınırlarının çizilmesi mümkün değildir, Türkiye Uluslararası deniz hukuku kurallarına uymalıdır, Ankara şimdiye kadar söz konusu sözleşmeyi (BMDHS) imzalamayı ve tanımayı reddetmiştir.

Türkiye-Yunanistan arasındaki sorunların temel taşlarından olan ülkelerin kara sularını 12 mile çıkarma hakkı veren BMDHS sözleşmesine Türkiye’nin taraf olmamasına değinmek bir bakıma Mısır-Türkiye yakınlaşmasında Mısır’ın şimdiye kadar Doğu Akdeniz konusunda müttefiki olan Yunanistan’ı kaybetmeme isteğinin dile getirilmesidir. Nitekim son yıllarda Mısır-Yunanistan-Güney Kıbrıs ittifakı iyiden iyice güçlenmiş durumda.

2- Kahire Türkiye’nin genel kuralları uyduğuna emin olmadan siyasi iletişim olmayacaktır. Mısır, terörü destekeleyen ülkelerle siyasi iletişim kurmadığı için iletişim ancak güvenlik seviyesinde kalacaktır.

Kahire’nin ‘‘Güven sorunu’’ esasında 8 yıldır sorunlu olan ilişkiler için anlayışla karşılanabilir. Diğer taraftan Türkiye için FETÖ neyse Sisi yönetimi için de Müslüman Kardeşler aynı şekilde görülüyor ve Türkiye’nin bu oluşuma desteğini çekmesini talep ediyor. Mısır 2013 yılında, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn 2014 yılında Müslüman Kardeşler Cemiyetini Terör örgütü ilan etmişti.

Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri
Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri

3- Türkiye, Doğu Akdeniz’de Türkiye Avrupalı müttefiklerle özellikle Yunan ve Kıbrıs (Rum Kesimi) tarafıyla kapsamlı bir anlaşma yapmadıkça Mısır-Türk anlaşması olmayacaktır.

Mısır’ın Türkiye ile olası bir anlaşma ya da yakınlık kurması durumunda önceden edindiği müttefiklerini kaybetmek istemediği ortada, nitekim bu durumu Mısır masada Türkiye ile anlaşırken bir pazarlık unsuru olarak da kullanabilir.

4- Türkiye Libya’dan siyasi, askeri ve güvenlik açıdan ayrılmalı, Libya dosyasını tamamen terk etmelidir ve Libya’ya getirdiği paralı askerlerin geri çekilmesi sözünü vermesi gerekmektedir.

Türkiye ve Mısır’ın Libya konusunda karşıt taraflarda olduğu bilinmekte, Mısır General Hafter’i açık şekilde desteklerken Türkiye Ulusal Mutabakat Hükümetini destekliyor. Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri zaman zaman Libya’da General Hafter lehine hava saldırıları düzenliyor. Libya’da bulunan Türkiye destekli ÖSO unsurları Hafter yanlılarınca paralı asker olarak görülüyor. Olası bir Mısır-Türkiye yakınlaşmasının Türkiye’nin Libya politikasına etkisi kaçınılmaz olacaktır.

5–  Türk askerlerinin Kuzey Suriye’den çekilmesi için bir program ortaya koyulmalı ve Irak ile Irak topraklarına asla müdahale edilmeyeceğinin taahhüt edildiği bir anlaşma imzalanmalıdır.

 Mısır’ın kendisini Arap dünyasının amiral gemisi olarak görmesi ve Arap ülkelerinin hamisi rolüne soyunması ilk defa rastlanmıyor diğer taraftan Sisi’ye yakın kaynaklar 8 yıl boyunca Türkiye ile ilgili yayın yaparken Türkiye’nin lehine olabilecek hiçbir durumu yansıtmayarak Türkiye’nin Terörle mücadele çerçevesinde yaptığı faaliyetlerini işgal ve yabancı ülkelerin topraklarına müdahale olarak yansıttı. Bu durumun Mısır-Türkiye görüşmeleri süresince değişeceğini beklemek hayal olmayacaktır.

6- Görüşmelere Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri de dahil edilmeli ve Türkiye son yıllarda Körfez ülkelerine karşı yaptıklarından dolayı özür dilemelidir. Ayrıca Ankara Arap ülkelerinin içişlerine karışmayacağını ve Arap Ulusal güvenliğinin sınırlarına uyacağını taahhüt etmedikçe Kahire,Türkiye ile bir anlaşmaya varmayacaktır.

Sisi’nin yönetime geldiği günden beri en yakın müttefiki olan Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ni devre dışı bırakarak Türkiye’yle görüşmesi beklenmezdi. Burada da Mısır’ın tarihten gelen hami rolüne soyunduğunu ve bunun masada Türkiye’ye karşı kullanılabileceğini görmekteyiz. Mısır ordusunun Emirlikler tarafından kimi çevrelerce kullanılan tabirle ‘‘pahalı oyuncaklarla’’ donatıldığını eklemekte fayda var.

Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri

7– Özel olarak Mısır’a genel olarak Körfez ülkelerine saldıran Müslüman Kardeşlerin tüm medya faaliyetleri yasaklanmalıdır. Türkiye kendi topraklarında Müslüman Kardeşler’in örgütlenmelerine kucak açmayı bırakmalıdır.

Müslüman Kardeşler, Sisi ve müttefiki olan Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn aleyhine yayınlar yapmakta ve bu yayınlar daha çok Türkiye’de konumlanmış Müslüman Kardeşler’e ait yayın kuruluşları tarafından yapılmaktadır. Bu yazının hazırlandığı günlerde el-Arabia gazetesi Türkiye’nin Müslüman Kardeşler’e ait yayın kuruluşlarının Sisi karşıtı yayınlarını durdurmaları talimatını verdiğini yazdı.

8-  Türkiye, aranan ve kendi topraklarında bulunan Müslüman Kardeşler üyeleri için Interpol’e zorluk çıkarmayı bırakmalı ve Avrupalı yetkililere itiraz etmeden ilgili yargı süreci başlatılmalıdır (Kahire iadelerini talep etmiyor… İstemiyor da). Eklemekte fayda var; Ankara Mısır tarafını memnun etmek için kişileri toplu halde teslim etmeyi teklif etti.

Mısır yönetimince Müslüman Kardeşler yöneticileri için Interpol’e başvuru yapıldığı biliniyor. Türkiye, Mısır ile ilişkileri düzeltmek için Müslüman Kardeşler politikasını değiştireceğe benziyor. Türkiye’nin Müslüman Kardeşler politikasını değiştirmesi Sisi’yi iç politikada da güçlendirecektir.

Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri
Yeni Gelişmeler Işığında Türkiye-Mısır İlişkileri

9- Mısır Güvenlik Makamları, Türk yönetimin faaliyetlerini izleyecek ve koşullara ne kadar uyduğunu kontrol edecek. Herhangi bir iletişime geçmeden önce Dışişleri Bakanlığı Mısır siyasi liderliğine rapor sunacak.

Belirli bir süredir gizli servisler üzerinden devam eden ilişkilerin diplomatik seviyeye taşınması için beklide en önemli şart Türkiye’nin Müslüman Kardeşler politikasını değiştirmesi. Mısır, Türkiye’nin politikasını değiştirdiğinden emin olmak istiyor. Ancak bu sorun aşılamayacak bir sorun değil.

10- Türkiye, Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs(Rum Kesimi) ile deniz sınırları konusunda anlaşırsa ve diğer koşulları yerine getirse bile 3 yıldan önce Doğu Akdeniz Gaz Formuna Katılmaya davet edilmeyecektir.

2019 yılında Mısır, İsrail, Kıbrıs (Rum Kesimi) ve Yunanistan’ın kurulan, 2020 yılının Eylül ayında İtalya ve Fransa’nın katılımıyla kuruluş anlaşması yeniden imzalanan kuruluş Doğu Akdeniz’de bulunan enerji kaynak sahalarının yönetilmesi amacıyla için kuruldu. İlerleyen yıllarda gözlemci olarak ABD’nin de katıldığı oluşuma Doğu Akdeniz’e en uzun kıyısı olan Türkiye üye değil. Türk Dışişleri Bakanlığın ‘‘Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki enerji denkleminin dışında bırakma hayalleri kuran bazı ülkelerin siyasi saiklerle kurdukları, gerçeklikten uzak bir oluşum’’ olarak nitelediği oluşuma kısa vadede katılmasını beklemek zaten pek mümkün gözükmemektedir. Diğer taraftan ilerleyen zamanlarda formun, Rus gazının Avrupa’daki dominansını etkileyebilme potansiyelinden dolayı Rusya’nın da tepkisini çekeceğe benzemektedir.

-Advertisement-

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here