Sigmund Freud: “İnsan mutlu olmak ister; bu yüzden berbat haldedir.”
Sigmund Freud; Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog ve psikanaliz kuramının kurucusu kabul edilir.
Cinsellik ve rüyaların yorumları üzerine yaptığı yeni yorumlar nedeniyle kendi döneminde oldukça tepki görmüş ve dışlanmıştır. Buna rağmen bugün en çok merak edilen düşünürlerden biridir.
OTORİTER VE KALABALIK AİLE YAPISI
Babası Jacop bir tüccar ve açık görüşlü bir Yahudiydi. İlk evliliğinden iki oğlu olmuş, 40 yaşındayken 20 yaşında bir kızla evlenerek ikinci evliliğini yapmıştı. Bu evlilikten doğan ilk çocuk Freud’dur. Daha sonra beş çocuk daha olmuştur. Böylece kalabalık bir ailede büyümüştür.
Babası şakacı bir baba olmasına rağmen saygıya ve otoriteye çok önem verirdi ve bunu da çocuklarına hissettirirdi. Freud da bu yüzden babasını hep otorite figürü olarak görmüştü.
ÇOCUKLUĞUN ÇALIŞKAN DÖNEMLERİ
Freud uyumlu bir çocuktu. Odasında saatlerce oturur ve çalışırdı. Üstün başarılı bir öğrenciydi ve ergenlik döneminde bazı günlerde daha çok çalışmak için yemeklerini bile odasında yerdi.
ÜNE KAVUŞMA İSTEĞİ VE TIP EĞİTİMİ
Uzun süre düşündükten sonra diğer alanlara çok ilgisi olmamasından dolayı tıp alanını seçti. Diğer alanlarda kendi istediği başarıyı ve ünü sağlayamayacağını düşündüğü için fizyolojide uzmanlaşmaya karar verdi. Burada nöroloji alanındaki ilk çalışmalarına başladı ve sonradan geliştirdiği psikolojik kuramlara zemin hazırladı.
İLK VE TEK AŞKI: MARTHA BERNAYS
Freud, ilk ve tek aşkı, kız kardeşinin arkadaşı Martha ile tanıştığında 25 yaşındaydı. Henüz çok genç olan Freud ve Martha neredeyse her gün mektuplaşırlardı. Mesleğinin ilk dönemlerinde maddi zorluklar çektiğinden çok sevdiği araştırma dönemine ara verip arkadaşlarının desteği sayesinde Martha ile evlenebilmiştir.
KOKAİNLE TANIŞMA
Freud nişanlılık döneminde üne kavuşmak için çok acele ediyordu. Bu nedenle 1884’te kendisine ün getireceğini düşündüğü bir deney yaptı ve bu deney kokaini yarattı. Önce kendi üstünde denedi ve bir meslektaşıyla hemen kokainin tedavi edici özelliklerini anlatan bir makale yazdı. Bu maddenin bağımlılık yarattığını bilmeden yazdığı bu makale tam bir felaketle sonuçlandı.
HİSTERİ İLE PSİKANALİZE GİRİŞ
1885’te bir stajyer doktordu Freud. Sinir hastalığı üzerine uzmandı. Histeri ve diğer ruhsal hastalıklar da onun alanına dahildi. Ruhsal hastalıklar o dönemde tıbbın ilgilenmediği bir alan olduğundan kendini tanıtmak için bu alanı seçmişti. Bu yüzden 1885’te Fransız doktor Charcot ile çalışmaya gitti ve histeri üzerine yaptığı çalışmalarına katıldı.
KENDİ MUAYENEHANESİ – HİPNOZ
Döndükten sonra kendi muayenehanesini açtı ve ünlü kanepesini de öğrendiği hipnoz tedavisini uygulamak için kullanmaya başladı. Charcot’un yanında öğrendiği gibi hipnozu sadece histeri belirtileri gösteren hastalarda değil diğer nevrotik kişilere de uyguladı.
CİNSELLİK ÜZERİNE ÇALIŞMALAR: BÜYÜK YANKI
Freud, insan psikolojisinin temelinde cinselliğin yattığını düşünüyordu. Ona göre libido insan gelişiminin her aşamasında mevcuttu ama her aşamada farklı yaşanıyordu. Çocukluktan başlayan cinsel istek, erkek çocuğun anneye cinsel isteği (oidipus kompleksi) kız çocuğunun babaya cinsel isteği (electra kompleksi) ile ilgili düşünceleri nedeniyle büyük tepki çekti. Freud’a göre libido sadece cinsel zevk demek değildi. Bu zevk hayatımızın her alanında farklı şekilde de olsa var olan ve değişen, dönüşen bir durumdu. Freud’un bu düşünceleri ve verdiği konferanslar üzerine meslektaşları ondan bir bir uzaklaştı, onu sapkınlıkla suçladı.
DIŞLANMASI SAYESİNDE GELİŞEN KURAM
Freud bu dışlanmışlık sonucunda kendini çalışmalarına verdi ve bilinçaltı kavramı, rüya analizleri, bastırma mekanizmaları gibi konuları ele alarak kuramına katkı sağladı. Kızı Sophie’nin ölümünden sonra ölüm içgüdüsü konusuna yoğunlaştı. 1923’te en çok konuşulan ve tartışılan kuramı olan Ego-id kavramlarını irdeledi.
“BİR PURO BAZEN SADECE BİR PURODUR”
Freud’un bu ünlü sözüyle ne demek istediği hala tartışma konusu olsa da bilinçaltı konusunda yaptığı çalışmalara dayanarak diyebiliriz ki; bilinçaltı bazı şeyleri baskılar ve onlara anlamlı nedenler yüklemeye çalışır, ama bazı şeylerin ille de bir anlamı, gizli kalmış bir durumu olmak zorunda değildir.
FREUD’UN VEFATI
1923’te sigara bağımlılığından dolayı kendisine çene kanseri teşhisi konduğu halde sigara içmeyi bırakmadı. Bu hastalıktan dolayı 16 yılda 33 ameliyat geçirdi. 1938 yılında Nazi Almanyası Avusturya’yı işgal ettiğinde İngiltere’ye kaçtı ve burada 1939 yılında vefat etti.