Pazar, Aralık 15, 2024

Yüzüklerin Efendisi Serisi Gerçek Hayata Uyarlanabilir mi?

Yüzüklerin Efendisi serisini günümüzde neredeyse bilmeyen yoktur. John Ronald Reuel Tolkien’in bu muhteşem eseri, Peter Jackson’ın yönettiği o efsane üçleme seri ile deyim yerindeyse gönüllerimizde taht kurdu. Bu muhteşem kurgunun mimarı olan Tolkien; şair, yazar ve filologdu. AngloSaxon Dili ve Edebiyatı üzerine uzmanlaşmış olan Tolkien, bu sayede eserinde yer alan karakterlere özel kurgusal bir dil dahi tasarlamıştı. Fakat size bu kurgudan bahsetmeyeceğim, zira filmin anlatıldığı Yüzüklerin Efendisi Serisi yazısı sitemizde mevcut. Dileyen oradan bu muhteşem film hakkındaki bilinmedik detaylara ulaşabilir.

Yüzüklerin Efendisi Serisi Gerçek Hayata Uyarlanabilir mi?
J.R.R Tolkien

Bugün size bu muhteşem kurgunun geçmişte, dünya ekonomi-politik tarihinde çok önemli bir sistem olan “Bretton Woods”a uyarlamasını anlatacağım ve sizinle beraber bu uyarlamayı tartışacağız. Ancak buna başlamadan önce Bretton Woods sistemini biraz anlatmam gerekebilir:

Yüzüklerin Efendisi Serisi Gerçek Hayata Uyarlanabilir mi?
Bretton Woods konferansı

İkinci Dünya Savaşı, getirdiği yıkım ile tarihin akışını değiştirdi. Milyonlarca insan hayatını kaybetti, şehirler bombardımanlar ile harabeye döndü ve günümüz rakamları ile 1 trilyon dolardan çok daha fazla bir maddi zarar oluştu. Geriye kalan insanlar içinse kıtlık ve sefalet en büyük travmaların başında geliyordu. Özellikle Batı Avrupa korkunç bir durumdaydı. Bu sebeple henüz savaş bitmemişken Temmuz 1944’de, ABD’nin New Hampshire eyaletinde bulunan Bretton Woods kasabasında bir konferans düzenlendi. Yıkıma uğramış ülkeleri finanse etmek ve bu sayede uluslararası ticarette bir istikrar yakalamak toplantının en önemli gündem maddesiydi. Bu sebeple toplantıda “IMF” ve “Dünya Bankası” gibi iki önemli kuruluşun kurulması kararlaştırıldı ve konumuzla en bağlantılı kısım olan “Ayarlanabilir Sabit Kur” sistemi faaliyete sokuldu. Bununla, toplantıya katılan her ülke kendi parasını Amerikan dolarına sabitleyecek ve Amerika da doları 1 ons altın=35 dolar olacak şekilde sabitleyecekti. Sistem 1971 yılındaki petrol krizine kadar sürecek, sonrasında dünyadaki dolar rezervlerinin çok fazla artması sonucunda ABD tarafından yürürlükten kaldırılacaktı.

Sistemimizi tanıdığımıza göre tekrar Tolkien’in kurgusuna dönebiliriz. Kurgunun uyarlamada kullanılan en kilit parçası “güç yüzükleri”dir. O yüzden onlar hakkında da bilgi edinmekte fayda var. Kötülükler efendisi Sauron, orta-dünyadaki en yetenekli demircilere sahip Elf diyarı olan Eregion’da bazı kötü planlara sahipti. Bunun için kendini iyi göstererek Elflerin takdirini kazanmak istedi. Elflere verdiği türlü hediyeler ile onları kandırdı ve güç yüzüklerini dövdürdü. Toplamda on dokuz tane olan bu yüzüklerden üç tanesi diğerlerine nazaran çok daha güçlüydü ve bunlara “Âli yüzük” denilirdi. Zira bu üç yüzüğü de Orta dünyanın en hünerli demircisi olan Feanor’un torunu Celebrimbor dövmüştü ve bu yüzüklere Sauron’un eli değmemişti. Diğer on altı yüzüğün yapımında ise Sauron bizzat bulunmuştu ve sonunda hepsini birleştirecek olan hüküm yüzüğünü de döverek amacına ulaşmıştı. Elfler, ancak o zaman Sauron’un amacını anladı ve yüzükleri vermek istemedi. Ancak o zamanda Sauron’un gazabına uğradılar ve Eregrion içindeki Elflerle birlikte yok oldu. Ancak Sauron, diğerlerinden daha güçlü olan üç yüzüğe sahip olamadı. Kendisindeki yüzüklerin de dokuzunu insanlara, yedisini cücelere verdi.

Kurgumuzda çok önemli yeri olan güç yüzüklerinin hikayesi yukarıda anlattığım gibidir. Şimdi de kurguyu tasarlayan Tolkien üzerine birkaç kelam edelim. Kısaca kendisi bir İngiliz aydınıdır diyebiliriz. 1892 yılında doğan Tolkien, İngiltere’nin en güçlü zamanlarına şahitlik etmiştir. Ancak o üzerinde güneş batmayan imparatorluktan, 2. Dünya Savaşı sonrasında  eser kalmamıştır diyebiliriz. Artık İngiltere’nin rolünü bir başka devlet olan ABD almıştır. Kuşkusuz bu durum Tolkien’in hoşnut olduğu bir durum değildir. Tolkien’in düşünce evreninde yüzüğü hüküm dağına atarak yok eden millet olan Hobbitler, aslında kendi milleti olan İngilizlere benzetilir. Ayrıca filmde oldukça savaşçı tabir edilen “Rohan Süvarileri”, İngiliz halkının geçmişteki barbar atalarına benzetilir. Gerçekten de İngilizlerin ataları olarak tabir edilen insanlar oldukça barbar ve savaşçıdır. Görkemli Roma İmparatorluğu’nun fethedemediği iki yerden birisi olarak da tabir edilir.

Gel gelelim hikayemizin kötü karakteri olan Sauron’u bu uyarlamaya dahil etmeye. ABD, bu uyarlamadaki kötülüklerin kaynağıdır ve kurgudaki Sauron karakterinin ta kendisidir. Ayrıca kurgudaki Batı merkezcil yapı göze oldukça çarpmaktadır ve filmde de bu durum kendisini belli etmektedir. Sauron’un ordusunda yer alanlar; siyahiler (Afrika), çekik gözlüler ve mamut kullananlar (Uzakdoğu Asya ve Ortadoğu) olarak genellikle Doğu toplumlarını aşağı gösterecek şekilde karşımıza çıkmaktadır. Sauron’un her şeyi gören gözü ise IMF olarak karşımıza çıkmaktadır.

Uyarlamanın en önemli halkasında güç yüzükleri, devletlerin para birimlerine benzetilir ve hükmeden yüzük de tahmin edeceğiniz üzere “Amerikan Doları”nın ta kendisidir. Yani kötülükler efendisi ABD, hükmedecek yüzüğü kendi elleriyle yaratacağı ve diğer yüzüklerinde hüküm yüzüğüne bağlı olmak zorunda olacağı bir sistemi yaratmalıdır. 1944 yılında kabul edilen Bretton Woods sistemi, tam olarak da kurgumuzun ihtiyacı olan uyarlama için biçilmiş kaftandır.

Sonuç olarak çok sayıda kişi, Tolkien’in bu muhteşem kurgusuna bir takım gizli mesajları eklemlediğini ile sürer ve yukarıda anlattığım uyarlamayı ateşli bir şekilde savunur. Elbette bu uyarlama, Tolkien’in muhteşem kurgusunun yanında çok sade kalmaktadır. Zira o dönemde var olan SSCB gerçeği, bu uyarlamada neredeyse yok olup gitmektedir. Soğuk Savaş döneminin önemli bir kısmında geçerli olan bu sistemde, soğuk savaşın en önemli iki ülkesinden birisi olan Sovyetlerin yer almaması şüphesiz uyarlamanın en zayıf yönlerinden birisidir. Tüm bunlardan bağımsız olarak Tolkien’in kurgu evreninde ve Peter Jackson’ın yönettiği üçlemede Doğu halklarının aşağı gösterilmesi, ahlaki ve insani olarak eleştirilmesi gereken çok önemli bir husustur. Bu durum bana nedense Foucault’nun “Zıtlıkların İkilemi” kavramını anımsatmaktadır. Zira garb-şark (Batı ve Doğu) film boyunca bilinçlerimize bazen aleni, bazen de gizlice kodlanmaktadır. O yüzden bu yazıyı okuyan sizlerden ricam, bu tarz söylemlere hayatınızın her alanında dikkat etmenizdir. Zira bir İngiliz, bir Afrikalıdan daha fazla insan olamaz! Yazımı Sauron’un hüküm yüzüğünü dövdüğünde Elflerin kulaklarına fısıldadığı sözler ile bitiriyorum.

Sauron
Sauron

“Ash nazg durbatulûk, ash nazg gimbatul, ash nazg thrakatulûk agh burzum-ishi krimpatul.” (Hepsine hükmedecek bir yüzük, hepsini o bulacak, hepsini bir araya getirip karanlıkta birbirine bağlayacak.)

Hasan Ali Hamarathttp://populerakim.com
İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Mezunu

Related Articles

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -

Son Yazılarımız